Kahraman Tazeoğlu'ndan

Çok vagonlu bir trende her istasyonda yeniden başlayan çok seferli bir yolculuktur yalnızlık! Yalnızlık sana gelirken yolları günlerin ardında bitirmek; senden giderken yollarda “ömrümü” bitirmektir
 
Talihsiz, çiziliyor avuçlarıma yalnızlığım, Yolları hep sana tuzak, bir türlü adını bulamıyorum… Kavşaklarda kalıyor gururum, Şakır şakır yağmalanıyor, acılarım yol ayrımlarına…
 
Tesadüfen çarpışmıştı gözlerimiz ve ben senin yere düşen bakışlarını toplamıştım. Seninkilere karıştı sanırım sol yan kırıklarım,bulamıyorum. Düşünüyorum da tesadüf diye bir şey yok aslında Çekecek çilem varmış deyip geçiyorum…

 
Aşk; birlikte yapılan bir deneme uçuşuydu onlar için... kendi içinden defolup gitmek, bir başka iç'te yeniden yürümekti. Tekken bile yalnız olmamaktı... çekinmeden içilen bir ruh zehriydi... mağlubiyetin zaferiydi...
gözün değil, beynin gördüğüydü... tüm güneşlerin senden batıp,
sevdiceğinden doğmasıydı... her şeyle hiçbir şeyin bitmeyen dansıydı...
katiline, yar diye bakmaktı aşk...
 
“en neşeli kahkahanda bile bir keder gizli.” derken, işte tam da bunu anlatmaya çalışıyordum. Senin şekerle tatlandırılmış göz yaşların var. Kahkahaların en gizli ağlama biçimin aslında. Herkesten gizliyorsun acılarını. Üstelik bu gizlediğin acıların üstünü gülüşünle örtüyorsun. Sorarım şimdi sana; senin acın kaç şekerli?
 
Şiir dediğin yokluğa yazılır. Hem sana ayrılık şiirlerini yakıştırıyorum ben. Sen ayrılık şiirleri yazmalısın hep. Bak şimdi yan yanayız, ayrılık ayrı, aşk bitişik yazılır.
 
Birbirini yaralayarak yola devam edenler, birbirlerinin yaralarını sararak mola verirler hayata. Sonra geçmişteki olumsuzlukları unutarak! Devam ederler aynı yola… ve ikisi de bilmez; sargı bezlerinin altından gizlice sızan kanın, bir gün damarlarını bomboş bırakacağını…
 
Geri
Top