Burundan alınan nefes, akciğerlere ulaşmadan önce ısıtılır, nemlendirilir ve temizlenir. Burnun bu arıtma ve iklimlendirme işlevleri, akciğer ve genel vücut sağlığı için çok önemli. Eğer burun solunumu yapılamıyorsa veya bir şekilde burnun işlevini engelleyen bir bozukluk varsa, sürekli olarak veya belirli bir dönem boyunca yapılan ağız solunumu bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Murat Enöze göre, ağız solunumu atmosfer havasının koşullarını değiştirmeden, alınan havanın doğrudan boğaz ve akciğerlere ulaşmasına neden olur. Oysa burun, dışarıdaki soğuk ve kuru havayı akciğerlere uygun hale getirir.
Halk arasında burun etleri olarak bilinen konka adı verilen, burun boşluklarının yan taraflarında bulunan oluşumların bu konuda çeşitli görevleri var. Buruna giren hava, konkaların arasından geçer. Bu geçiş belirli bir zaman aldığından bu sürede burundan alınan hava, ağızdan alınan havaya göre daha etkili olarak ısıtılır. Ayrıca yine bu yapıları oluşturan hücrelerin üzerinde bulunan ince titrek tüyler sayesinde, havada bulunan tozlar, polenler ve bakteriler filtre edilmiş olur. Burada yapışkan özelliği bulunan salgılar da (mukus örtüsü) havada bulunan alerjen ve mikropların büyük çoğunluğunu tutar ve akciğere gitmelerini önler.
Ayrıca bebeğin karın bölgesi de her soluk alışta dışarıya doğru bombeleşir diyen Op. Dr. Murat Enöz, bu solunum şeklinin içgüdüsel olduğunu söyledi ve şu bilgileri verdi: En doğal olan solunum şekli budur. Derin nefes alındığında diyafram kası kasılarak akciğerlerin genişlemesine katkıda bulunur ve bu nedenle karın dışarıya doğru bombeleşir. Eğer sığ ve yetersiz soluk alıp verme işlemi yapılıyorsa, bu durum gerçekleşmez. Burun solunumu ayrıca derin soluk alabilmeye de yardımcı olur. Ağız solunumu yapanlarda yardımcı solunum kasları da devreye girer. Bu kasların çalışması, özellikle çocuklarda duruş (postür) bozukluklarına neden olabilir.
Halk arasında burun etleri olarak bilinen konka adı verilen, burun boşluklarının yan taraflarında bulunan oluşumların bu konuda çeşitli görevleri var. Buruna giren hava, konkaların arasından geçer. Bu geçiş belirli bir zaman aldığından bu sürede burundan alınan hava, ağızdan alınan havaya göre daha etkili olarak ısıtılır. Ayrıca yine bu yapıları oluşturan hücrelerin üzerinde bulunan ince titrek tüyler sayesinde, havada bulunan tozlar, polenler ve bakteriler filtre edilmiş olur. Burada yapışkan özelliği bulunan salgılar da (mukus örtüsü) havada bulunan alerjen ve mikropların büyük çoğunluğunu tutar ve akciğere gitmelerini önler.
BEBEKLERİN ALDIĞI NEFES DOĞRU
Sağlıklı bir bebeğin solunum şekli izlendiğinde burnunu kullandığı, burnu tıkandığında ağladığı, açıldığında ise tekrar burundan nefes alıp verdiği görülür.Ayrıca bebeğin karın bölgesi de her soluk alışta dışarıya doğru bombeleşir diyen Op. Dr. Murat Enöz, bu solunum şeklinin içgüdüsel olduğunu söyledi ve şu bilgileri verdi: En doğal olan solunum şekli budur. Derin nefes alındığında diyafram kası kasılarak akciğerlerin genişlemesine katkıda bulunur ve bu nedenle karın dışarıya doğru bombeleşir. Eğer sığ ve yetersiz soluk alıp verme işlemi yapılıyorsa, bu durum gerçekleşmez. Burun solunumu ayrıca derin soluk alabilmeye de yardımcı olur. Ağız solunumu yapanlarda yardımcı solunum kasları da devreye girer. Bu kasların çalışması, özellikle çocuklarda duruş (postür) bozukluklarına neden olabilir.