• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

şimdi şöyle oluyor

aslında her şey olacağına varıyor peki bu denli hayal kırıklığı neden? hiç konuşmamış selamlaşmamış bakışmamış olmak bile iki insan arasındaki bağı neden eritemiyor?
yanlışlıkla göz göze gelinen saniyelik bi zamanda (kalp için bir bebeğin uykusu kadar derin, bir meyve ağacının çiçek açması kadar aheste) insan içine gömdüğü duygunun bağlarını neden sıkıca tutamıyor da o bağ ellerinden kayıp gidiyor?
demek ki insan onu gördüğünde kalbinin elleri uyuşuyor. dünya dönmeye devam ederken, bankalar faiz oranlarına faiz katarken, bir öğretmen sınıfının tahtasını silerken, bir kedi otobüs durağında uyumak için yalpalaya yalpalaya yürürken.. yani hayat akarken her şey devam ediyorken insanın o anda kalbi duruyor aklı kilitleniyor. bunlar ufacık zaman diliminde oluyor peki tesiri neden böylesine kuvvetli, derin, içten olabiliyor?
ve hayatının ufacık anında yer bile etmemiş biri nasıl hayatın olabiliyor?
henüz konuşmamışken, sesini duymamışken sadece onu görmüşken.. bi insan bi insanı nasıl bu kadar sevebiliyor?
 
İnsanlar hep dusuncesizdi..bencildi..çevresindekileri kiriyordu..sisteme karsi gelip mücadele etmek yerine aksine ona köle oluyordu..adaletsizdi..cahildi..kimseye guvenmemek gerekirdi.. Milyarlarcasi bundan yakinirdi..peki milyarlarca insanin şikayet ettiği insan biz miydik.. bizim şikayet ettiğimiz grubun için de onlar yok muydu ya da.
 
Kopuk bardaktan içilen cay yapmaciktir. Kokusu bile öyledir. Agizda koku birakir çakma bi cay kokusu.
Aklima ne zaman ilkokul daki dershane hocalarim gelse burnuma cay kokusu gelir. Aksama kadar yüzlerce çocukla uğraşmak için enerji kaybetmemek adina bardak bardak içilen çaylar. Kopuk bardaktan çaylar. Hoca soru anlatırken neresinden gelen bozuk cay kokusu hafiften plastik kokusu biraz da. Her şey acele acele. Dersler acele soru çözümleri acele. Hep bi yere yetisememe telasi. Yorgunluğu dindirmek için devirilen çaylar..kantincinin bardaklarla zaman kaybetmemesi için alinan kopuk bardaklar..
Dershane soğuk. Geçici arkadasliklar..testler..sinavlar..yarislar..
 
Bi de nefesi sütlü kent bayram şekeri kokan ogretmenler vardi. Soru anlatirken sicaklik hissedilirdi. Bu öğretmenler okuldaydi. Belki de o yüzden okul ev gibi dershaneler hapis gibi hissedildi.
 
Ah limonata! Senin kalbin neden bu kadar ketum ve neden dilin bu hissettiklerini söylemekten aciz. Kolların sarilmaya bu kadar yabanci. Kucak açmaktan bu denli uzak.

Neden bir kere bile henüz hayattayken o koca çınara sarilamadin. Sırtını yasladin. Tamam. Peki başını göğsüne de yaslamak çok mu zor geldi. Limonata ahh sen neden boylesin. Sonbahar geldiğinde mi akillanacaksin.
 
Geri
Top