İnsan evinden uzakta ayrı bi şehirde yasamak zorunda kaldığında aile ortamının sıcaklığını arıyor. Eve gidince gününün nasıl geçtiğini soran anne, her zamanki koltuğunda oturan televizyon izleyen göbekli baba, circir konuşan küçük kardeş, arkadaş gibi olunan bi abla..bunları bulamayacağı için de çevreye sarılıyor. Her zaman yemek yediği yerin sahipleri, pazarda meyve aldığı tezgahtar amca, köşedeki bufede ıvır zıvır satan asker yeşili montlu yasli amca, evin önünde oturan karşı apartmandaki komsu amca.. Bu insanlar bi anda aile sıcaklığını hissettirmeye basliyor. Yemeğini yediğim yerde Aynur abla günün nasıl geçtigini, bufedeki amca derslerin durumunu, pazardaki amca memleketi sormaya başlıyor. Yavaş yavaş o sıcak muhabbetler kuruluyor.
Bunları niye mi anlattım günlük ,, söz uçar yazı kalır. Suat amca da hep kalsin istedim. Evet suat amca. Evin onune bi tabure ceker hava iyiyse sabahtan aksama kadar orada oturur esnafla sohbet eder. Tülcüsü, koftecisi, cicekcisi..ne kadar esnaf varsa artik. Bi de sigara yakar. Birkaç yildir burada kaldığım için ben de görüyorum onu gide gele selam vere ala amcayla ahbaplık kurduk. Kızım arkadaşlarını al gelin bize hanim kek poğaça börek yapsın öğrencisinin siz yiyemezsiniz, kızım dersler nasıl milli eğitimde tanıdık var hocalarinla konuşalım, kızım aman dikkat et İstanbul yolunda kaza olmuş trafik varmış,, suat amcam yakar sigarasını o tabureye oturur bi yandan konusurduk.
Su sıkıcı şehrin en canlı rengi suat amcam. Bugün kaybettik onu günlük ama herkes bilsin dünyadan suat amca diye biri gecti.