• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Sürgün´ün Ask ve Sevgi Sayfasi

Aynı kalsın her şey
Yosun tutmuş taşlar misali
Tozlu sayfalarda bıraktım sana gelen yanımı
Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü kaybetmiştin sokağında, ben yarınımı..

Hayatın nihavent makamında
İncesaz kıvamında söylenirken şarkılar
Sanki borçlanmış gibi
Hesabı gözyaşıyla ödedik durduk
Güneş, hep şu dağın ardında saklıydı
İnadına akşam vakti sevdik maviyi
Bulutu özlemek serbest
Uzanıp yıldız koparmak yasaklıydı…

Sürgün izler bıraktım yollara
Hiç kimse bulamadı gölgemi
Özlemek zamanında yorgun gövdemi
Usulca sararken tenin
Kokumuz sinerdi yastığa hani
Dalıp gittikçe gözlerin…
Saat başları hep yüreğimizden vurdu
Alıp şehri koynumuza yattık
Korkardık bir anı eksik yaşamaktan
Biz yorulurduk…Şehir uyurdu…..

Zordu sevmek, biliyorduk
Kavgasız olmazdı emek
Emeksiz yaşanmazdı sevda
Bir yanı hep dağ yangınıydı insan
Bir yanı yağmur kokusu üşümek…

Uzamış sakalıma değerdi omzun
Kirli düşlerimi süpürürdün aklımdan
Yaramı sararken acıtmazdı ellerin
Eğilip öperdim bahar kokulu avuçlarından
Sevemedik bir türlü sabahın olmasını
Sevemedik bu şehrin uykudan uyanmasını
Her gidişte bıçak gibi sırtıma saplanırdı gözlerin…

Sevdik işte
Utandık ismine aşk demekten

Ucuz insan pazarıydı sokaklar
Satılıktı, değersizdi, duygular
Yüreksiz iklimler mevsiminde
Korktuk belki de
Kendimize bile söylemekten…


Hiçbir şey alma giderken
Bırak aynı kalsın her şey...

Arama emirlerinde geçen ismim
Pencerende dursun

Terinde kalsın
Suç unsuru taşıyan parmak izlerim

Bir tebessüm yolla bana deniz bakışlı
Sevdam, kıyına vursun…

Tozlu sayfalarda bıraktım ten yangınımı

Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü sormuştun bana, ben yarınımı...
 
Bir rüya gördüm geçen gece; ellerim ellerinde
değildi, gözlerini arıyordu gözlerim,
sesini duymak
sana dokunmak kokunu içime
çekmek istiyordum ama yoktun
sağa baktım sola baktım yoktun.... hıçkırarak
uyandım derin bir 'ohh' çektim
ama


Özledim seni bugün sebep yokken

Uzansam hayallere dokunurum sandım bak

Yıllar geçmiş üstümüzden

Hala ilk günkü gibi aklımdasın

Özledim seni, özledim seni..

Özledim seni, özledim seni..

Sen duyduğum en güzel cümlenin

En güzel öznesi

Tanrının unuttuğu bu kentte

Cennetten düşen bir manzara gibi

Özledim seni, özledim seni..

Özledim seni, özledim seni..

Söyleyecek çok sözüm vardı

Hepsi yarım kaldı

Neler ummuştum hayattan

Elimde ne kaldı

Kırılan kalbim miydi yoksa?

Karnımdaki bu sancıyla

Küflenmiş ruhum unutmadı

Unutmadı seni hala

Özledim seni, özledim seni, özledim seni..

Özledim seni, özledim seni, özledim seni..

Özledim seni bugün sebep yokken

Uzansam hayallere dokunurum sandım bak

Yıllar geçmiş üstümüzden

Hala ilk günkü gibi aklımdasın
 
Kimliksiz Geceler
Kimliksiz gecelerde yüzün yansır; yakamozun koynunda kalırım… Yüreğim sürgün ol(ma)sa da, yine de seni severim.


Yapraksız baharda dalım düşer; meyvesiz ağaçların yüreğinde kalırım… Ruhum solgun çiçek yüzü kadar mahkûm olsa da, güneşe; hani gözlerime yağmur yağ(ma)sa da, yine de seni severim.

( Nasıl olurda, seni sevmeyi bir an bile düşünemem… Bu idamım olmaz mı? Böylesine bir sevgiyi yüreğime kazımışken; nasıl olurda sevmiyorum, diyebilirim. Bu
Allaha karşı şükürsüzlük olmaz mı? )
Biliyor musun? En çok “seni seviyorum” diyebilmeyi, seviyorum… İnan buna değersin… Yanılmıyorum sevgilim! Seviyorum…
Kimliksiz gecelerde aklıma düşüyorsun; çığlık-çığlığa haykırıyorum: yüreğimdesin sevgili! Yüreğimde… Tümcelerim çoğalıyor, ağlıyorum. Yıldızlar düşüyor, zaman durgun ve suskun… Sana yetişememekten korkuyorum.
“ Seni sevmekten değil; sevmemekten korkuyorum…”
Yüzyıllık bir aşka koşuyorum… Geride kalanların soluklarında atık zamanları harcıyorum.Sana
koşuyorum. Çünkü seni seviyorum.


…bir an soluğum kesiliyor; şiire yaslanıyorum: sevgilim/ git-gide sen oluyorum/ ki parça parça etseler/ yine sende toparlanırım/bunu biliyorum…
Kimliksiz gecelerde yüreğime düşüyorsun. Ansızın çoğalıyorsun. Zamanından önce büyüyen bir bedenin şaşkınlığı içerisindeyim. Aslında hiç şikâyetçi değilim. Sadece böylesine sevmelere alışık değilim… Korkuyorum.
“ Aşkın bir adı da biz olalım… Ne dersin? “
Yüzyıllık bir aşka koşuyorum… Kaçamak yüreklerin suskunluğunu da alarak; belki bir ırmağı gözyaşıyla çoğaltarak… Çağlayarak sevgilim! Sana koşuyorum.


Susamam artık!
Sevgilim! Yağmur üşüyen bulutlardan geldim. Bütün iklimlerin felaketinde, içimde sakladığım yenilgilerden kaçarak, yüreğine geldim. Kabul eder misin?
Her hayalinde sayısız cennet kapıları açılırdı. Çaresizdim. Sensizdim. Bilirsin beni işte! İçimde yaşarım aykırılıklarımı; hayata sataşırım ve yine sen gelirsin aklıma kimliksiz geceler(im)de… Yokluğunla, üzülme sevgilim! Ben senin hayaline de razıyım. Yeter
ki sev beni…
Aşkın içinde kalansin; ne diyebilirim ki… Yüreğimdesin
 
Her aşk biter, geriye kalan yaşananlardır"...

Aşk bendim, yürek bendeydi..... duygu bendim, bedenim sen... gözündeki ışık bendim, göz sen... sen baktın sevgili, sana duyguyu yükleyen hep ben oldum... sandım ki benim çağlayanlarım var seni içine alacak. Sandım ki beni aşan aşkım seni de saracak, hapsedecek... sandım ki yüreğimdeki sevda yükünü sende sırtlanacaksın... sandım ki aşk iki kişiliktir sevgili... aşk gelir alır gider....

Aşkın aşık’a ait olduğunu öğrettin bana sevgili .... ay ışığı altında umarsızca sevişirken bedenin, kalbimi söküp yerinden verirken sana, ellerine.... sen beni bırakıp gidebildin sevgili... elinde yüreğim, teninde tenim...

Bırakıp gidebildin....

Yokluğunu bu kadar dayanılmaz kılan nedir? Sen hep yanımda mıydın sanki benim bunca yıllık hayatımda?

İçimdeki yangının neden sönmek bilmiyor, yokluğunun yangını, kalbimi yakmış kavurmuş ve daha doymamış azgın bir canavar gibi bütün vücuduma saldırıyor… öyle yanıyor ki tenim, alev alacağım diye korkuyorum.. hiç kimse görmüyor mu? Dışarıdan görülmüyor mu bu yangın? Nasıl mümkün olabiliyor, ben böylesine delicesine, delirircesine yanarken hayat nasıl devam edebiliyor…. ?

Çıkmak istiyorum dışarıya, sokaklara atasım geliyor kendimi.. hani buz gibi ayaza çıkayım yada deli dolu yağan yağmurun altında durayım saatlerce… içimdeki yangını söndürmeye belki yeter dışarısının karı, buzu, ayazı….

Ama ne oluyor hayret….. üstüme yağan yağmurlar daha tenime değmeden buharlaşıp uçuyorlar sanki, gecenin ayazı içime işlemiyor… hiçbir şey söndüremeyecek mi bendeki bu yangını?

Alıp kendini gittiğinden beri, sana olan nefretim, hasretinle sürekli savaş halinde… hangisi kazanacak bilmiyorum ama bir ben kan kaybediyorum…. Bir ben eksiliyorum…. Hiç kimse ve hiç bir şey usandıramadı beni, seni yokluğunda beklemek kadar….

Gel desem gelecek misin sanki…. Artık gelsen bile bu yangını söndürmeye yetecek mi gücün…? Gelsen bile beni bulabilecek misin…. ?

Hiçbir umudum yok…. biliyorum... Ama yine de bekliyorum

Artık sensizliği umursamıyor muyum nedir? Geceleri hala aklıma geliyorsun ama ne hayallerimde nede rüyalarım da istemiyorum artık seni… Seni hatırlatan her anı, her şarkı sözleri, beraber gidilen her köşe başı bana boş ve manasız geliyor…. Kimdi bunlara her baktığında ağlayan? Yüreğinin kanamasından nefes alamayan… ben mi?

Ara sıra senden haberler geliyor, gözlerime bakarak anlatıyorlar. Acımı görmek için, bundan zevk almak için…. Onlara bakıyorum… anlattıkları sana deli gibi aşık olan bana değil ki… kime anlatıyorlar seni? Ben seninle vardım, ben sende kayboldum, ben sende yok oldum…. yerime gelen seninle ilgilenmiyor ki…. Ufak da olsa bir ipucu arıyorlar gözlerimin içinde…. Ama artık bulamazlar…. Kim seni sevdiyse o senin gidişinle öldü….

Yeni birisiyim artık ben… hiç bir şey acıtmıyor canımı… Seninle birlikte duygularım da gitti benim. Gözümden bir damla yaş akmıyor, kanayan bir yüreğim yok artık…
Bunun için mi girdin hayatıma…. Benden yeni bir ben yaratmak için mi? Eski ben bu dünyaya dayanamayacak kadar mı zavallıydı ki bir an önce yok edilmesi gerekiyordu? Görevin bu hayata devamımı sağlamak mıydı? Görevin beni yüreksiz bırakmak mıydı?

Umarım başarının zaferini yudum yudum içiyorsundur… Umarım aldığın yüreğimi tepe tepe kullanıyorsundur… nasıl olsa o hep senindi…

Yarattığın yeni ben’in artık ne sana ne bir yüreğe ihtiyacı var….
Tebrik ederim…



Aşk bu,
Geliyorum demeden geliyor,
Gitmiyor
Unutmak
Öğrenmekten daha çok zaman alıyor
Bilgi ceza , bilgi suç
Taşımak ağır
Ben aşkı 100 metreden tanırım
Yeni değil bu yalnızlık
Ne sokaklar ne evler bildik
İyi gelir ilk zamanlar yaşadıkça
Biz öğrendik
Her aşk bitermiş birgün bildim
Her aşk bitermiş birgün öğretildim
Gözüm aynı göz, ruhum eski
Sözüm aynı söz, susmam yeni
 
Bütün kelimelerim
tüm söyleneceklerim
söylenmemişlerim suskunluğa bürünüyor yokluğunda.
İstesem de konuşamıyorum seninle. Susmaktan başka da bir şey de gelmiyor elimden.
Susup gözümden yaş akarken gülümsemekten başka..
İçimde çığlığa dönüşmüşken söylenememişlerim
acılarımı susturmak öylesine zor ki..
Bu sessizliğimde de anlarmısın beni yine?
Bugün yine gelmek istedim sana..
Yüreğinle konuşmak istedim.
boğazımda düğümlenen ertelenmiş bütün sözcüklerim
“keşke” lere sebep olacaklardı biliyordum.
Günlerdir Haftalardır aylardır böyle oluyor zaten..
Ayaklarımı Kırdın Gelemiyorum dilimi lâl ettin
Yaraladın Ama Yüreğimde Kendini Öldüremedin.
Tam kapına geliyorum
ve hatta nefesin bile yakınına
sonra
Ardıma bakmadan hızlı adımlarla uzaklaşıp gidiyorum..
Ya da uzaklaştığımı zannediyorum.
Belki ardımda bıraktığım sen
en yakınım
en iyi bilenim
anlayanımsın. Ne vakit seninle ilgili
gidişinle ilgili bir şeyler düşse aklıma
kovalıyorum beynimin içinden hiç bir sesi dinlemiyorum.
Ya da ürkekçe bir yerlere saklanıp gizleniyorum.
Gelip beni gizlendiğim yerlerden bulacağını bile bile.. Sen ardımda kalıyorsun ben yürüyorum.
Hep geride kalanlar yalnızlığa mahkum olmuyor.
Ben kendi yalnızlığıma kendi yokluğuma hiçliğime yürüyorum. Artık kulaklarım sesleri duymaktan daha da yoksun
artık hangi kelimeye atsam elimi
hepsi birbirinden kırık birbirinden yarım.
Gözlerimse denizi gökyüzünü eskisi kadar mavi görmüyor.
Hani ne yapsan çıkmazdı denizin lekesi? Hiç bir şey eskisi gibi değil.
Her yeni gün birşeyler daha eksiliyor.
Senin gidip sen de eksildiğin gibi..
Ne bir dost doldurabilecek dünyamdaki yokluğunu
ne de bir sevda..
Issız kaldığımda kimselere sığınamayacağım.
Korkularımdan daha bir korkar oldum.
Sen de gidince ya unutttum gülmeyi?
En büyük korkum da buydu ya.. gidişinin ardından sonsuza kadar sustum.
İçimdeki çığlık arttıkça bastırmaya çalışmak ne zor bilemezsin.
Son sözcüklerimi sen yine duymayacaksın.
Pişmanlıklar boğacak ikimizi de
“keşke”lerin sağır mermiler gibi fişek fişek delip yüreğimi
Keşkelerimin mezar gibi suskun
soğuk ve derine düşürecek bedenimi
Dinleseydin Yüreğinle
“Belki anlayabilirdin beni
Duyabilseydin söyleyemediklerimi..
Bütün sırlarımı yaşanmışlıklarımı
yarım kalmışlıklarımı hiç düşünmeden paylaştım seninle.
En umutsuz anlarımda bile sığındığım oldun.
Küçük şımarık bir çocuk gibi
azıcık canım yansa hep sana şikayetlenirdim.
Söylesene şimdi seni kime şikayet edeceğim?
Hiç sevmedim suskunlukları biliyorsun..
Ama susmak zamanıdır şimdi.
Bazı şeyler var ki dillenmiyor söylenmiyor..
Söylenemiyor. Sana gülümserken
bile bir bulut çöküyor yüzüme adeta…
Farkediyorum ki.. susmak en büyük yalnızlık..
 
Yalnızlıga dair biseyler karalamak istedi kalbim bugün...
yalnızlıgıma ve sana aslında!
senin olmadıgın vede olmayacagın hergün benim icin yalnızlığımın mühürlü bir damgası hayatımda.

yasama hevesi kalmadı artık bu kötü çocuğun...

her yol sana cıkarken
her kaldırım tasında adını sayıklarken
her nefesimde adını haykırırken
her cümlenin basında ve sonunda seni yasarken
her güne senle baslarkencanım böylesine yanarken
seni böylesine arzularken

ve kimse senin gibi dokunamazken
kimse senin gibi yüregimi ısıtamazken
ve ben hala senin dokunuslarına sevmelerine böylesine hasretken
seni deliler gibi severken
geri dön bile diyemezken
ve en önemlisi bu yalnızlıga sebep benken

benim baska tenlerde tüketecek ne dokunuslarım
nede sevgim var...

cümlelerim seni tasımaktan yorgun düstü...

SöyLesene AzRaiL
Gene HanGi Lafım DokuNdu Sana ?
 
YüReğim seni istiyoR başkasını koyamıyoR yeRine !
Senin isminden başkasını söyLemiyoR diLim !
Sen diyoR Canım diyoR..
GözLeRim senden başkasına bakamıyoR ..
Senin gözLeRin gibi yakmıyoR başka gözLeR içimi !

GeL yâRim yüReğim GeL !!!


Adına hasRet bıRakma beni gözLeRinLe yak yine!!


HazıRım heR biR daRbene ..
Beni sensiz bıRakma ..


İçimi acıt ama çekip gitme uzakLaRa !!
ALışamadım sensizLiğe aLışamadım hasRetine aLışamadım yâR aLışamadım ..!!


Vazgeçtiğim deRdim vazgeçememişim..
HeR fısıLdadığımız şaRkı seni hatıRLatıyoR bana !
GözLeRini hatıRLatıyoR ..


ELime kaLemimi aLıyoRum nefRetimi yazacağım diyoRum ama oLmuyoR Birtanemm ..


KaLemimden hasRetim,ÖzLemim SEN döküLüyoRsun.
YıRtmak istiyoRum yapamıyoRum !
ELLeRim gitmiyoR yıRtmaya ..


YüReğim acıyoR bitmek biLmiyoR sevdan

DiğeR yazıLaRımı okuyoRum siniRLenip yıRtıyoRum
" Vazgeçtiğim " yazmışım !!
Ama ben senden vazgeÇmedim sevdiğim vazg(e)Çemedim ..!
 
kış geliyor
bir daha da açmaz güller
tekil mutlulukların
çoğul yalnızlıklarıdır elde kalan
borç harç mutlulukla ne yaşanırsa
o kadar yaşadık

ey ömrümün virgülü
böyle mi bitecektik ha
sen gittin


türkülere sığmaz oldum
dışım içime dar
yelkensizim
rüzgarlara çıktım
kıyılara vurdum


caddeler yuttu beni
ve başıboş hüzün sokağında
"yüreğime söylediğim en doğru yalan oldun"
başıboş sonu boş


kar yağıyor
bir daha da açmaz güller
acıların darağacında
gözyaşımı vurdular
içimin seyir defterinden
adını çaldılar



şimdi ört kapılarımı
dönüşlere biletsiz kalayım
varsın geride kalsın
kederli gözlerin kar yanığı saçların
varsın yitirsin tılsımını hayat



"KAR YAĞIYOR
BİR DAHA DA AÇMAZ GÜLLER"
 
Gözlerinden bir yudum nefes alıp alıp sana yazıyorum yine. Yürek mürekkebiyle yazılmış onca karalamaya inat seni yaşıyorum satırlarımda. Sen ve ben. İki ayrı kentin sabahında aynı güneşle uyanan iki sevdalı. İmkansızlığın içinde yokluğun acı nefesinde " aşkı " soluyan iki yürek.Suyla ateşin geceyle güneşin birbirlerini sevmesi gibi imkansız olsa da aldırma. Yağmuru dilenen kuru toprak gibi her sabah nefesini soluyorum ben. Güneşi bekleyen kuru yaprak gibi akşam kızıllıgında seni bekliyorum.

Biliyorum hicbir zaman kapımı çalmayacak ellerin hiçbir zaman ellerini tuttugumda avuç içlerin terlemeyecek. Bırak bu dünya bize hasret borcu olsun. Hasretlikler hep demir parmaklıkların ardında kalsın. Kavuşmasın sırtlarımız birbirlerine. Değmesin dudaklarımız dudaklarımıza. Sevgi bu değil mi ? Yokluğunda bile sevmeyi bilmek. Aşkı yücelten bu değil midir ki ? Bak şehrime yağmur yüklü bulutlar konuk olduğunda ben seni ararım her damlasında. Saçlarımı ıslatan bir yağmur damlası kadar berraktır sevgin. Musluğu açıp avuç içlerime akan suyu delice içmek. Çünkü içtiğim sendin. Kana kana yüreginin deryalarındaki nefesi içtim her defasında.

nwzJ8Bi.webp

Gözlerim bağlı halde karanlıkta merdiven inerken hep senin sevdana yürür gibi emindim adımlarımdan. Başımı kaldırdığımda bulutlar kanat açıp gözlerinin içinde sıcak iklimleri gördüm. Dokunduğum herşey de ellerinin sıcaklığını aradım durdum. Oysa ellerini hiç tutmadım ki. Baktığım her noktada gözlerinin derinliğindeki umudu sevdim. İnan gözlerini hiç yakından görmedim ama hep seni yaşadım. Rüzgarın hep senin saçlarına ılık meltem gibi dokunduğunu bildim. Görmeden sevmeyi dokunmadan hissetmeyi öğrendim

Sen gülümsediğinde gecekondu pencerelerinde cicekler açar. Her nefes alışında gökyüzüne nice yıldızlar kanatlanır. Yağan yağmur kadar bereketlidir gözlerin. Engin denizlerin içinde sakladığı berraklık kadar yalındır bakışların. Ve saçların rüzgar bile kıyamaz beyaza çalmış saç tellerini savrulmaya. Biliyorum bu hasret mapuslugunda günleri saysam da bu özlem her gün acılarımı kanatsa da ben seni sevdim. Yüreğinin içinde büyüyen bir cocuk gibi gözlerinde gülümsüyorum hayata. Ben seni gözlerimde biriktirdiğin düşlerle sevdim. Seni sevmek böyle duru böyle yalın bir aşk.

Seninle her gece yıldızların sağnağında sana düşlerimi sundum. Bir an hayat yokusunda yorulsam kenar köşelerde değil ben senin yüreğinde " nefesini " soludum. Reyhan kokulu gecelere inat ben senin kokunla yetindim. Rüzgarın keman çaldığı ve yıldızların nağmelerle bestelere gebe oldugu vakitlerde hep seni düşledim. Sevgini soframdaki ekmek gibi bereket bildim. Ben senin gülen yüzünü sürdüm arsız yaralarıma. Uykusuz yüreğime ayazlar çivileri reva görseler ben senin saclarınla daldım rüyalara. Seni düşündüm zamanın ötesinde. İmkansızlıgı sevdim. Dualarıma kattım seni Elif miktarı tarzında. Hiç doyasıya bakamadığım Gözlerindeki saflığını duruluğunu ve iki dudağın arasında hayata hediye ettiğin nefesini sevdim.

Ve herşeyden ötede;

Seni Sevmek / Hiç Bakıp Kaybolamadığım Gözlerinin İçinde ''Seni Yaşamak Demek''ti.
işte seni böylesine ırak aşklarda sevdim.
 
Geri
Top