"Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim/ Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim/
Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim/ ama senden başka kimse duymayacak/
Kimse anlamayacak..."
Ben senin ismini tarçın kokulu akide şekeri gibi tutuyorum ağzımda, damağımda, ruhumda…
Kaygılarını biliyorum, yalnızlıklarını, kırgınlıklarını ve hırslarını da.
Kalbinin ritmini duyuyorum; yanında olmasam, elini tutmasam da.
Ruhunun en çirkef, suretinin en çirkin, zihninin en çiğ hallerini biliyorum;
hiçbirini gözlerimle görmemiş olsam da.
Ne bir mükafat verdin bana ne bir ceza.
Ama cennetini de biliyorum, cehennemini de…
Nerede bir dert varsa deva oraya gider.
Neresi alçaksa, su oraya akar.
Bulut ağlamadıkça yeşillik nasıl güler? Çocuk ağlamadıkça süt nasıl coşar?
Gülmeler, ağlamalarda gizlidir.
Ey sâf ve temiz kişi! Defineyi yıkık yerlerde ara !
Kardeş, duadan ayrılma ! Kabul edilmiş edilmemiş ,bununla bir işin yok senin!
Sana çok yabancıyım yakın olduğum kadar
Yabancı olduğum kadar yakınım sana
Yakınmıyorum hayattan, olmadığın zaman da
Sol yanımdaki sızıya hele bir dur diyorum
Gerçi durmuyor ama… Mehmet Aycı
Yazılmayan bir şeyi yazıyoruz
Olmayan bir vezinle
Tutmayan kafiyeyle
Yazıyoruz günahlarımızı
Okunmayan bir a be ceyle
Yazıyor
Ve birbirimizin canına okuyoruz..