• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Bir Anka Kuşu..

Bazen de ölmektir ya yaşamak. Biraz ölür, huzurla alınan bir nefesin hasretinde olursun. Zaten yaşarken bir ara ölmezsen, hiçbir zaman anlamazsın yaşamanın değerini. En güzeli de kendini kendinden yeniden doğurmaktır. İnsan bir kere yaratılır, yaratıcı tarafından. Ve bir kere doğurulur annesi tarafından. Sonra sen var edersin kendini bu yenden doğuşta.

Ve bilir misiniz, çok kere ölümlerden ölüm beğendim de tam olarak ölemedim ben. Yine de biliyorum, küçük bir çiçeği bile toprağından söküp atmanın acısını. Kendimi kendi topraklarımdan sürgün ettiğimden beri.
 
3. kez izlediğim dizide, "Sükut-u Hayal.." diye eski bir kelime öbeği var ki. "Düş kırıklığı.." anlamına geliyor. Ne kadar da çok sükut-u hayale uğratan insanlar gelip geçiyor hayatımdan diye düşünüyorum. Dost kazıkları, ihanetler..

Bazen ben" sükut-u hayal" diye yazılan bu kelime öbeğini," tükenmek" olarak okuyorum, doğrudur.
 
Bugünlerde, ağır ağır işleyen bir süreç içerisindeyim. Tahminimce, bu uzun zaman boyunca bir ilk. Hiçbirşey hızlı ilerlemiyor. Belki tam olarak istediğim gibi değil ama yine de güzel. Ben heyecanlanmayı ve merak etmeyi unutmuşum meğerse. Mutlu olabilmek için kendime izin veriyorum ama bazen bazı endişe tohumları benim içimde açmaktan geri durmuyorlar. Ruhumla beslenip, hayat enerjimi sömürmeye çalışıyor o tohumlar.. Filizlense bile, kökünden budayacağım onları. And olsun...
 
Oturup konuştuk. Ne bileyim sarıldım, başımı omzuna koydum. Bir ara elimi tuttu. Kokusunu daha iyi biliyorum artık. Ayrıca gerçekten, en güzel müzik hoşlandığın kişinin kalbinin ritmiymiş. Bazen sadece O'nun adını taşıyan radyoyu bile dinlersin...Bugün bunları deneyimledim.
 
Birşey var.. Adını bilemediğim bir eksik. Tam ağız dolusu gülerken yüzümdeki gülümsemeyi sanki video izlerken pause tuşuna basılmış gibi duraklatan birşey.. Birşeyi gözardı etmenin, onun var olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini yıllar evvel acı şekilde öğrenmiştim oysa. Ama insan, gözardı edip, ufak tefek mutluluk kırıntılarına tamah etmeye alıştırıveriyor kendini. Bir yanda mutluluktan ayakları yerden kesilenler, bir yandansa bir küçük tebessüme muhtaç olanlar.. İşte adaletli olan dünya bu. Eğer gerçekten adaletsiz olsaydı, taş taş üstünde kalmazdı zannımca.

Neyse, birşey var demiştim. Gözardı etmeye çalıştığım, adını bilmediğim ve bana yabancı bir his. İyi hissettirmiyor. Ama büsbütün kötü de değil. Ama ben oldum olası, arada olan şeylerden hazzetmem. Ya siyahsındır, ya beyaz. Gri yav*klığa girer.Ya heptir, ya da hiç.. Bazen olayım, bazen olmayayım, karaktersizliğe girer.

Ha birde, insan mert olmalı. Yazdın madem silmemelisin. Ama ben bazı yazdıklarımı sildim. Bu sebeple bu taş yüreğime..
 
Kimi zaman, kalp bir tırtıldır diye düşünürüm. Kanatlanıp uçmayı beklediği gün, eğer kendi çıkmazsa kozasından artık uçamayacaktır o. Ya da kozasından kendi çıkıp, uçarsa yanlış bir gönüle kanatları kırılacaktır belki. Ya da rengi solacaktır. Zaten kısacık ömrü vardır ya kalbin. O öldükten sonra akla kalır her şey. Dayanabildiğin kadar dayanırsın. Sonra aklını kaybedersin. En son ise kendini.
 
I fall in love like crazy with him. I feel this. And, I realized He is the best for me. I don't want another man. Yesterday, He said that "I love you." I believe him. But, still I afraid of some things. Sometimes, I said to myself " Don't worry. Everything is okay. Be calm and love him." Everything is very good. I hope We always be happy hand to hand.
 
I cried today. He said, "don't cry.."
I'm afraid of losing him. He said, "You will never lose me.."

Dear God, I pray for us. Please heard me!
 
Şu sıralar değişik günler yaşıyorum. Mutsuz değilim. Hatta ayaklarım yerden kesiliyor bazen.
Ama bazı şeyler eksik.

Ne olduğunu bilmiyorum.
 
Geri
Top