• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Bir Anka Kuşu..

Bu aşk işlerinde, epey toymuşum ben. Yanlış kişilerle muhattap olmaktan mı yoksa yanlış toplara girmemden mi bilinmez ama fazla cüretkarmışım bunu fark ettim. Hızlandırılmış İngilizce kursu gibi, sonunda hiçbirşey kazandırmayan bilgi aktarımı gibiymiş o alelacele sevgimi boca edişim. Kendimi, geri çektim. Ben sadece, evine gidiyor diye otogarda onu geçirmek istemiştim. Yanında arkadaşı var diye, "Ben seni arkadaşlarımla tanıştırmaya hazır değilim.." dedi. Tabi ki bende tanıştırmıyorum ki daha dedim. Amacım aylarca göremeyecek olmamdan ötürü son bir görmekti. Anladım ki bazen erkekler bizim kadar duygusal bakmıyor olaya. Annemin sandığı kadar mantıksal yaklaşmıyorum bu işlere. O sebeple bugün pişman oldum. Adıyla kaydettim rehberime. Sevdiğim adama hitap kullanmıyorum artık. O arada alışkanlıktandır belki, kullanıyor.

Bu arada cool bir tavırla 7 Duygu filminden alıntılarla ima yapmayı da ihmal etmedim tabi. Ama artık karşısında farklı bir Pietas var. Zaman zaman, pişman oluyor gibi hissediyor ama.. Bakalım. Eylül gelsin.. Eylül'de tutacaksa adam gibi tutsun elimi. Yoksa da mutlu edemeyecekse, meşgul de etmesin. Bugün ona da dedim..
"Benim yanacak canım kalmadı çocuk. Dürüst ol, rahatlarsın.."

Sende şahitsin günlük. Annemin sandığı gibi, olacağım..
İçimin yandığı gibi değil.
 
Bir insan bu kadar yalnız kalamazdı. Ama bu kendi seçimimdi bir nevi. Bundan daha fazlasına mahkum edebilir miyim kendimi, bilmiyorum.

Bu arada ben ona ulaşmaya çalışırken, çırpındım resmen ama beyefendi maçın başına geçmiş. Bir merak etmemiş bile. Hissetmem gerekenleri hissediyorum da.. Hissetmemek kalbimin işine geliyor zannımca..!!
 
Bir an gözümü karartıp senden vazgeçmeyi denedim. Ama can'ıma işlemişsin bir kere. Biliyorum, ben sende bu kadar yokum. Sana çok iletince içimdekileri ürkek bir kuş gibi çırpınıyorsun karşımda. Boğuyor seni sevgim. Bir zamanlar bende birinin sevgisiyle boğulmuştum. Seni anladığım için usul usul seviyorum seni. Ürkütmeden..Yüreciğimden kaçırmadan.
 
Beni özleyince sen ne şeker oluyorsun öyle.Üstteki iletimde yanılmış olabilirim. Sende bana deli oluyorsun da, yelkenleri tamamen indirmiyorsun suya.
 
Olması istenenlerden devşirme mutluluklar yaşamaya çalışıyordum. Ve bunu yapmaya çalıştıkça, bazen mutlu da oluyordum. Ama yarım yamalak. Başkaları benim yerime gerçeğini yaşıyordu. Sadece daha şanslı oldukları için değil. Daha akıllı oldukları için. Bazı şeyler ellerinden alınmamıştı. Bende olmayan bazı şeyler vardı... Onlar da vardı işte.
Kimseye sunamayacağım şeylerle, gidiyordum onlara. O eksikliklerimle kabul görmeyi bekliyordum. Hani yapboza kendisine uymayan parçayı takarsın da, kopar ya bazı yerleri uymadığı için de . İşte bende kendimi, bana uymayan insanlara adıyordum. Ama geriye sadece kırılmışlıklar ve pişmanlıklar kalıyordu. Birde sınrsızca gözyaşı. Ve ah etmeler kalıyordu geriye.

Şu an sadece dil öğrenmenin ekmeğini yiyorum. Bana ve kültürümüze tamamen yabancı ve beni yargılamayacak birine açtım içimi..

Mecalim kalmadı daha fazla sana yazmaya.
 
İçimde iki farklı ben taşıyorum. Birini yaşıyorum birini ise saklıyorum. Eğer sakladığımı yaşarsam çok kırıyorlar. Bu yüzden, yaşadığımı öne sürüyorum. Kendimi kendime zırh olarak kullanıyorum.
 
Geri
Top