• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Dost dedim..

Yaşam gülmeyi ,sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir.
 
Yalan Dostum

"Dünya, gelip geçicidir".
Dost, bulmak zor iştir.
Yalan, dünya biçicidir.
Ahbaplık, samimilik mazidir.


"Dost,bulmak kolay mı yalan dünyada".
Fani, dünya gelip geçicidir.
Kahpelik ve Hainliği, dostunda bul.
Dostum, yalan dostluk.


"Ekmeği, bile hor görenler".
Zenginliği, heves edilenler.
Dostunu, parayla satın alanlar.
Dostum, yalana bulaşmış insanlar.


"Nice, baharlar geçer".
Nice, günler biter.
Hayat, hep kahpeliğini oynamakta.
Yalan, dünya kimseye gülmemekte.


"Bir, laf der ki dostunu seçki dost bulabilesin".
Seni anlayan, seni algılayan bir dost bulabilesin.
Ama; yalan dünya dostuda söyletir, dostuda seçtirir.


"Yalan, dost ezer".
Gerçek, dost yanındadır.
Ölene, dost ölenedir.
 
oysa ölecek birsey yokmus dost

Ne büyük bir servettir dostum var demek. Ne büyük nimettir onun varlığı. Ne bitmez bekleyiştir ondan ayrıldığın bir an ve o, an içinde yaşadığın özlem Varken değerini bilemediğimiz ölçemediğimiz onca şeyler bir yana dostluğun da bundan nasibini alması ne kötüdür Hadi kalk uzan telefona diyeceğin sadece bir kelime onu da çok görme DOSTUM! Nasıl uzak kalmışız dostum sabahlara aydınlıklara biliyorum sen şimdi uzaklarda hiç gelmeyecek bir sırada kuyruğa girmiş beklersin sahili olmayan deniz ülkesinin bir kentinde. Niceleri gibi hani bende geleceğin günü iple çekiyorum çocukluğumuzu bekliyorum âşık olduğumuz ilk günü yağmurda sırılsıklam ıslandıktan sonra şehrin tek sokağının altıdaki barakada geçirdiğimiz gazete kâğıtlarından yaptığımız yatak ve üstündeki yorgan hani benim yorganımda yazan yazı aklıma geldi de “elbet bir gün” diye başlıyordu. Bir de mor karanfillerin sazlık da dans ettiği bir bahçemiz vardı ondandır sevmişim moru, eflatunu, lila yı ve ona ait tüm renkleri ve bahçedeki çamuru, kırık sandalyeyi, oraya gömdüğümüz yerini sadece senin ve benim bildiğimiz misketleri ondandır sevdim dostum. Ya! babanın sana kızdığı o gün sebebi neydi hatırlamıyorum hatırladığım koşup yanıma geldiğin, ha birde unutmadığım şakağında ki o sopa izi senin, senin ağladıklarınla ağladığım o günü odur ya babana hep kızmışımdır o günden beri… Derken senin evlendiğin gün nasıl da üzülmüştüm namerdim ki sana belli ettirmedim o kadar onca acıyan varken içimdekilerini, zaten hiç sevmemiştim ya senin sevdiğim kadınım değdin kadını ya ne oldu şimdi senden çaldıklarıyla yetinmedi kaybana sevipte verebileceklerinde götürdü hiç bakmadan arkaya nasıl kıydı sana nasıl bıraktı öyle yapayalnız bensiz ve çaresiz Taşı toprağı olmayan mezarının başında.
 
Geri
Top