Kitaplarda Altını Çizdiğimiz Cümleler

Ruhun gerçekten karanlık içinde olduğu bir gecede,saat herzaman sabahın üçüdür. (Keith Ablow-Psikopat)
 
Seve seve itiraf edeyim sana zira bu konuda bana söyleyeceğini biliyorum çocuklar gibi gününü gün eden oyuncak bebeklerini yanlarında sürükleyen soyup giydiren annenin şekerli ekmeği sakladığı dolabın çevresinde büyük bir saygıyla sessiz dönenen arzu ettikleri şeyi en sonunda ele geçirince avurtlarını şişire şişire yiyerek daha daha! diye bağıranlar en mutlu kişilerdir. - Bunlar mutlu yaratıklar. Paçavra uğraşlarına ya da giderek kendi meraklarına muhteşem isimler vererek bunları insansoyuna onların iyiliği ve refahı diye satanların da keyfi yerindedir. - Ne mutlu bunu yapabilene! Ama huşu içinde bunun insanı nereye götürdüğünü görense tuzu kuru vatandaşın kendi küçük bahçesini budayıp cennete çevirdiğini mutsuz olanın bile sırtındaki yükle ahlayıp oflayarak ilerlemeye çalıştığını ve hepsinin şu güneşin ışığını bir dakikacık daha uzun görmek için aynı isteği duyduğunu bilense - evet o sakindir ve kendi içinde kendi dünyasını kurar ve bir insan olduğu için o da mutludur. Sonra ne kadar darda olsa bile yüreğinde yine hep özgürlüğün ve istediği zaman bu zindanı terk edebilmenin tatlı duygusunu taşır.

Genç Wertherin Acıları
 
Kitaplarımın kıvrılmasından kapağının bastırılarak açılmasından tersine bükülmesinden kısacası hor kullanılmasından nefret ederim bu yüzden asla altlarını çizmem fakat not aldığım sözler vardır. Burada paylaşırım zaman zaman :D
 
Eğer birini ölüme mahkum ediyorsan gözlerinin içine bakıp son sözlerini duyacak kadar cesaretinin olması gerekir.
Eddard Stark

Taht Oyunları
 
"...Eğer dostluğumuz zaman ve mekan gibi şeylere bağlıysa, sonunda zamanı ve mekanı yendiğimizde, kendi dostluğumuzu da yıkmış oluruz!

Ama mekanı yendiğimizde, geriye sadece BURASI kalır. Zamanı yendiğimizde, bize kalan yalnızca ŞİMDİ'dir.

Burayı ve Şimdiyi paylaşacağımıza göre, nasıl düşünemezsin sık sık birlikte olacağımızı?"


Jonathan Livingston / Martı
 
Geri
Top