• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Sürgün´ün Ask ve Sevgi Sayfasi

Bekleyişlere yüklediysen umudunu hep yarını beklersin..
bugünü unutup hep yarın olmasını istersin
ama
beklemekten başka bi çare bulamazsın..
.bi umut vardır belki yarın affeder dersin
heyecanla yarını beklersin...
gözlerimi kapatayım yarın olsun dersin
ama
uyumayı beceremezsin.
bi boşluğun içinde yapayanlızım dersin.sonra belki bir iki şarkı sözleri ortak olur derdine
ama
onlarda sana onu anlatır...
Sonra sabah olur bi umutla uyanırısn
ilk işin telefona bakmak olur belki bir şeyler var
ama
ondan değil...

sonra saplanır yüreğine bir bıçak daha.
beklersin yine yarın olsun diye.
bekleyişe yüklediysen aşkını her sabah tekrar ölürsün.
şimdi bi umutla yarını bekliyorum.
sabah uyandığımda sen benimle olacak mısın
yoksa .......

ben bi sonraki yarını mı bekleyeceğim....
 

Dün yine resmini çizdim karanlığa
adını döktüm her satırıma
kalemim oynamıyor senden başkasına
yine sen sessizce sızıyorsun yarınıma
almıyor nefesini ciğerlerim
istemiyor sensiz solumak bu acıyı
doluyorsun içime yavaş yavaş
caresizliğimse hiç tükenmiyor
öylece bekliyor yanlızlığım.
habersizce...
ve sen içimde bıraktığın boşlukta
bana birikiyosun ....

Doluyorsun yüreğime kana kana....

 
ne tarafa çevirsem başımı,

bir

SEN


bakıyor bana…

Ne zaman kahretse yüreğim,

ağlamaya susasa

ve ne zaman iki damla belirse göz bebeklerimde,
bir SEN akıyorsun,


sessiz çığlıklarıyla şehri uyandıran kaldırımlara…


‘ Ne zaman seni düşünsem’ desem yalan olur…


Hep aklımdasın ya!

Her saniye bir SEN

daha çakılıyor aklıma…


Ellerimi her uzatışımda mavi ye umut dilenmek için,

SEN batıyorsun avuçlarıma
SEN bakıyorsun bir çocuğun gözlerinde,

bir bebeğin kokusunda SEN kokuyorsun,


bir SEN
seviliyorsun onca yüreğin arasından…


Her şey

SEN

oluyorsun da,

o kadar SEN,

bir BEN olamıyorsun sevdiğim..

Bir benim gibi sevmeyi beceremiyorsun…


Her tohum ekişimde toprağa,


birkaç gün sonra SEN filiz veriyorsun.

Gittiğinde bir asma ekmiştim evimin önüne,
gün geçtikçe büyüdü, çardak yaptım kendi kendime..
Şimdi kapımın tam önüne düşen bir dalı var,
sanırım onu kesmeliyim.


Çünkü kapımdan dışarı her adım attığımda bir SEN
çarpıyor yüzüme…

Neden yağmurlara benzettim ki seni?


Şimdi her yağmurda, SEN
yağıyorsun bu koca kente…


Sana güneşim demeseydim keşke…

Her sabah yatağıma SEN
vuruyorsun penceremden…

Keşke Kalbim demeseydim sana…


Şimdi her an SEN
atıyorsun içimde…


SEN

den kurtulmanın bir yolu yok mu yar?


SEN imkansızsın…


BEN imkansızlıklar denizinde cılız kulaçlar atıyorum hayata dair,
boğuluyorum arada bir…

Yine de kıyamıyorum SANA
 
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "Üşüme" diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... "Özledim" deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim. Kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya ...

Geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum...

Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim…

Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Üşüyorum... Yüreğim de donmuş sanki. Gözlerimde...
Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar...


Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde, ağrılı şiirler topluyorum gecelere şimdi...
Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok…
Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım… Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara… Bakakalıyorum ardından çaresiz…


Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. Geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... Bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... Bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... Ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya...

Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya... Oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla...
Yüreğim kanrevan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak...

Gel. Yüreğim ol seher gülüm, her ölümümde bana yeniden hayat ver. Elim ol, ayağım ol, canım ol... Gecem - gündüzüm ol... Ağlayan gözlerim ol her damlada yeniden doğur beni, yeniden doğur umudumu. Her öldüğümde yeniden yarat ki, seni ne kadar özlediğimi anlatayım yeryüzündeki bütün canlı cansız varlıklara, ne kadar çok sevdiğimi ..

Önce sen gel sevgilim solmadan resimler, şiirler sislenmeden... İslenmeden geceler ... Sonra ölüm gelsin...

Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi.


 
Sevmişim birkere seni bunun sonu yok
seni özlemeyide, sevmeyide en çok ben bilirim
hiç yakınmadım bundan
üstelik kavuşamama ihtimali varken
sana dokunamamak,böylesine yüreğimi acıtırken,
yinede bil eyy yar
bilki yüreğimi acıtan bu yaraya inat,
dokunmadanda özlerim seni
 
Kolaydı sevmeler
ama ben imkansızı seçtim
Ne kadar yakınsan bana
aslında bi o kadarda uzaktın

Elimi uzatsam tutabilirdim aslında....
ama
Bir o kadar ulaşılmaz,
imkansızdın bana
Kaçanlardan değilim ben
Kaçmadım..
Ne zaman vazgecmeye kalksam
Yüreğim o kocaman haliyle dikildi karşıma
Ben yüreğimin sesini dinledim
Ve yüreğim aslında sendin benim....
 
Beklenen Sevgiliye Mektup….


Zaman sensizlikle karışınca, adı yalnızlık oluyor. En çok sözlerini özlüyorum, bir de tebessümünü. Aklıma geliyor hiçbir şeyden mutlu olmayıp sürekli söylendiğin anlar, bir çocuk gibi dünyaya bakıp anlamayışın insanları, gülümsüyorum.




Yokluğunun ağırlığı bilemezsin. En çok geceleri zor oluyor dayanmak. Susuyorum, sustuklarımı yazıyorum. Yazdıkça büyüyor hasretin, gelip yüreğimin üstüne oturuyor. Sen bensiz belki mutlusun ama bana sensizlik çok koyuyor.



Hep kenarında duruyorum hayatın, korkuyorum sensizlik itecek gün gelince beni aşağıya. Kuşatılmış bir şehir gibi, senden görünmez duvarlarla sarılı dört bir yanım, üşüyorum.

Bazı geceler yağmur başlıyor, çatıya düştükçe damlalar sesleri büyüyor, ürküyorum. Yanımda olsan, sarılsam, güven duysam, olmaz mı? Olmaz, biliyorum. Biz bir türlü olamıyoruz.


Bizden daha büyük olan şey, neyse o, engelliyor ikimizi, birbirimize tutunamıyoruz şu mahzun gece yarılarında.

Sarhoş kavisler çiziyor rüyalarım, bir sana, bir yalnızlığıma çarparak kabuslarla uyanıyorum. Geniş ama zor bir yolda yürürken, bir anda bitiyor sokaklar, düşlerimde bile sana ulaşamıyorum.


Sevgiye bir küçük yer açmak ne kadar zor, ne kadar yosun tutmuş ki kalplerimiz, üstüne basan kayıp düşüyor.

Garip değil mi?
Ateşi bulan, ampulü keşfeden, bilgisayarı icat eden insanoğlu, iş aşka gelince şaşıp kalıyor.

Formülü yok hasretin, ihanetin ilacını kimse bulamıyor. Şarkılarda dillendiği gibi, doktorlar bu derde çare olamıyor.



Seninle olmak güzeldi, sevmek seni bütün ihtimalsizliklere rağmen, her defasında başka bir umutla ve oluruna bırakarak hayatı, kanıp sana gitmek güzeldi.

Şimdi ne varsa içimi yakan, hepsi biraz da tebessüm barındırıyorsa içinde, seni sevmeyi becerebildiğimdendir.

Sonrasızlığını bilerek, dön diyemem. Aklım alsa ruhum itiraz eder. Tuhaf bir aşk sana hissettiğim, biteceğini bilerek, kırarak inadımı kalbin pusulasını sana çevirmek, biraz anlamsız değil mi? En azından dışarıdan böyle görünüyordur.

Bence değil!
Tam da tersi biraz mucizevi aslına bakarsan ve takdir bile hak eder.

Birlikte uyunacak bir hayat üstüne hayaller kurarak yaşamak kolaydır.

Önemli olan, her an gelmeyebileceğini bildiğin bir sevdaya böylesine tutunmaktır.

Seninle hiç garantim olmadı benim.
Her yeni gün, gidecekmişsin gibi uyandım. Sonunda gittin ama bitmedin. Bir de bitseydin içimde, ne kolay olurdu tüketmek şu aşkı.

Olsun!
Sen ömrümün gurursun çünkü kalbime sevmeyi öğrettim.

Sen ister yanımda ol, ister olma, yüreğim sevda acısının madalyasını üstünde onurla taşıyacaktır.

Bir insanı olgunlaştıran en önemli şey acıdır. Gönlüm büyüyüp daha da olgunlaştıkça hep seni anacak


çünkü
altında altın harflerle kazınmış imzan duracak…

 
Ben bir sürgünüm, kendi içimde kaybolmuşum.


Bir gönül rüzgarı esmiş savurmuş bir kıyının en tenhasına... Ne gelen var ne selam gönderen. . Bir kaç kayık var yakınımda, onlarda terkedildikleri zamanı unutmuşlar. Bir deli rüzgarın sesiyle dalıp dalıp gidiyorlar.

Sanırdım ki insan unutulunca mahvolur, meğer çok sevilmek te bir imtihanmış.


Arada sular değiyor yüzüme, ayaklarım ıslanıyor ama arada.

Çok sevilmişim, ondanmış bu sürgünüm. Tüm gözlerden uzak olmalıymış, tek bir gözün baktığı yerde olmalıymışım. Sorgularım bitmiş, sesim kesik, kaderime rıza makamındayım...
 
Geri
Top