• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Sürgün´ün Ask ve Sevgi Sayfasi

SEN GİTTİN CAN…
Varlığımın son kalıntıları üzerimde yok oluşlardayım can. . .
Yüreğimin zümrüt tepelerinden sana sesleniyorum, GİTME CAN…
Ben rüzgâr olup savrulayım sen gitme. Ben hiç böyle varlığımı hissetmedim senin yanında olduğum gibi… Sen gidiyorsun can, ben yok oluyorum. Aşkımız siliniyor hatırası bile kalmıyor. Yüreğim de sadece sözcükler kalıyor ama onlar da senin gidişinle büyük bir yok oluşla ilerliyorlar…
Sen gidiyorsun can…
Kollarını açıp beni sonsuzca sarmıştın şimdi arkanı dönüp gidiyorsun. Yüreğindeydim can
Bütün hücrelerini tek tek gezdiğimsin. Gözlerinden girerdim yüreğine sonra her bir zerrene ulaşırdım. Bana böyle sevmeyi sen öğrettin can. Çünkü sen böyle sevmiştin ve hep fazlasını hak ettin. Dağ gibi büyüttün sevgini içinde ben seni ondanda fazla sevdim.
Sen bana bir adım attın ben sana on adım attım can… Hesapsızca kat ettim yolları sana gelirken…
Hiç düşünmedim varlığımın saltanatı daha ne kadar sürer ya da ne zaman yok olurum diye. Hiç düşünmedim can… Seni sevsem mi sevmesem mi diye…
Seni sevdiğimde bunları düşünecek fırsatımın olmadığını anladım. Aşk böyle bir şeydi can. Neyle varım nasıl varım diye düşünmeden onun yanında varlığını hissettiğin anmış aşkı yaşamak.
Varlığınla kaybolan yaralarım, yokluğunla daha bir arttılar…
SEN BENİ BANA BIRAKTIN CAN…
Ben sana tutunmadan yaşayamam. Bilmiyor musun seninle tamamlandığımı. Şimdi ise sen gidiyorsun. Yüreğinin okyanuslarını taşıran gözyaşlarım sana gitme bile diyemiyor can.
‘ Beni de götür gittiğin yere
Bensiz gitme can’
Diyemiyorum sana. Dilim susuyor yüreğim okyanusunda ağlıyor ama sen bilmiyorsun.
Mavilerin kızıla boyandı sen görmüyorsun. Damarlarımdan akıp gidiyorsun beni okyanusun da yok ediyorsun CAN…
Anlamıyorsun neden her yer kızıl ve neden yüreğin bu kadar taşkın.
Anlamıyorsun can… Sen gidiyorsun. Benim yok oluşumun sende ki halini görmüyorsun.
Ben bende hiç olmadım hep seninle var oldum ve sende de yok oluyorum can.
Tekrar bulabilecek misin beni can? Akıp giden sularını geri getirebilecek misin?
Kızıla boyanmış okyanusunu tekrar temizleyebilecek misin can?
Gücün yetecek mi?

...

GİDEN SENSİN, KAYBOLAN BENİM
TAŞAN SENSİN, AĞLAYAN BENİM
GÖRÜNEN SENSİN, GÜNEŞ OLAN BENİM
ÜŞÜYEN SENSİN, TENİNDE ESEN RÜZGÂR BENİM
ÂŞIK OLAN SEN, ADI AŞK OLAN BENİM
HASRET DAĞINI ÇİZEN SEN, AMA DAĞ OLAN BENİM
YÜREĞİ YANGINLARDA OLAN SEN, ATEŞ OLAN BENİM
KAVRULAN SEN, AMA YOK OLAN BENİM
SEVEN SEN, SEVİLEN YİNE SEN
BEN SADECE YÜREĞİNDEYİM CAN…



son gecemizde bıraktığım gülüşlerim bir daha bana dönmeyecekler sen gittin can… :(:(:(



 
Gittin...

Karanlığınn hükmettiği uykusuz geceler kaldı bana. Yak yak bitmeyen sigaralar çare olmuyor, bu şizofrenik ağrılara. Kendimden habersiz yürüyorum kentimde. Ne kaldırımlar yoldaş ne de sokak lambaları; yapa yalnız yürüyorum. Kayıp ilanları asıyorum duraklara, resmimin altına bir not düşüyorum; “bu adam kendini kaybetti,hükümsüzdür”...

Gittin...

intiharlar saldın içime, gözlerinde ki uçuruma düşürdün gözlerimi. Ellerinin mavisine emanet ettim; yazgıma düşen tüm baharları...

Bahar, umut demekti yar...Yani Sen hep bahar, yani Sen hep umutsun karanlığa...

Gittin...

Ölüm kokan eylüllerime bahar değer mi artık? Ömür dediğin şey, Sen olduðun kadar bahar. Sensiz düşen hangi bahar, çiçek açtırabilir bu gönülde...

Gönül dediğin şey; Sen ellerinle dokununca güzel. Ellerin yar...Ellerin...

Bilemezsin, ellerin kaç ölüyü mezarından kaldırdı içimde...

Bilemezsin, ellerin kaç ismaili kefene sardı içimde...

Gittin...

Devşirdim bana dair ne varsa, Sana dair olanlarla. şimdi güneş, doğudan doğsa, batıdan doğsa; kim fark eder, ne fark eder? Yüzünden doğmadıktan sonra hangi güneş aydınlatır, bu karanlıkları...

Varlığınla yokluğun arasındaki fark, yaşamla ölüm arasındaki farktan daha acıyken; belki Sana yankır diye sesim, kimse duymasa da, Sana rüzgar fısıldar diye; gecenin en uzak yerinde ikimize pay ettiğin suskunluğu deliyorum;

Azrail denen, cennet gözlü, su sesli bir yarin yokluğundan arta kalan, bıçak gibi keskin, ip gibi soğuk elinin yüzüme çizdiği susuşlara; Kırk fatihamın ardındaki duayı dillendiriyorum;

“Gel Artık” kanayan yanım...

 
Benden SENİ anlatmamı isteselerdi...

Benden seni anlatmamı isteselerdi;
bir yürek anlatırdım:

içinde koskoca bir dünya dünyada kocaman bir fener
ve sevgi yolu aydınlatan.


Deselerdi ki; yaz onu


yazardım en güzel şiirleri dilsiz
istekleri
dipsiz kuyu saçlarında yuvarlanan aşkları

yazardım parmaklarım morarıncaya kadar

yüreğim yorulup duruncaya kadar.

Deselerdi; çiz onu çizerdim


dünyayı her tarafı yedi veren gülleri

yedi renk açan en mevsimsiz çiçeklerin açtığı

nakışlı oyalı özenli bir dünya

ve korkardım çiçeklerin
yapraklarının solmasından.


Deselerdi ki; KİM O?



O DERDİM


o işte yüreğinde deryaları taşıyıpta
tek bir dünyalıya konuşmayan

o sınırsız sevgi deryasında yelken
açıp giderken
sevgisini utangaç kişiliğine gömen biri idi.

VE O DERDİM;



Beni sabahlara kadar kendisini düşünmek zorunda bırakan insafsız biri

o konuşsa yüreğindeki allı
tebessümlerde kaybolurdum

konuşsa yanmadan yıkılmadan söndürürdü beni derdim.

sigaram kadar tiryakisi olduğum

içkim kadar başımı döndüren

görmediğim kadar özlediğim

özlediğim kadar dokunamadığım

dokunamadığım kadar ürkek


VE O DERDİM ;


Yaşayıpta yitirdiğim değil

yaşamayıpta bilmek istediğim

konuşmasını beklediğim

kızıl dudaklarına hasretlendiğim

hasreti ile eridiğim

yanımda iken bile özlediğim

gittiği yolu kıskandığım
aydınlık günlerimi aradığım
 
Silinmiyor Geçmişimden Gözlerin


Bir an, sadece bir an yüreğime bıçak gibi saplandı geçmişim.
Seninle geçen o uzun yılları düşündüm ve pişman oldum
ama sadece bir an!

Sonra kendime geldim ve teşekkür ettim sana,
hiç duymayacağın
ve bir gün yüz yüze gelsek bile
asla söylemeyeceğim bir teşekkür ettim içimden.




Şimdi her kim olduysam iyi kötü,
senin izin duruyor orta yerinde ruhumun.

Ne acı ki; silinmiyor, gitmiyor ama pişman değilim.

Şimdi burada duran,
şu aynaya bakan gözlerimi seviyorum.

Belki de başka şansım yoktur, sevmesem ne olacak,
zamanı geri döndüremem değil mi?

Başka bir hayatı seçebilirdim aslında.

Tanrı bana o şansı da verdi üstelik,
ben nedense o yolda gitmedim.

Nedense demek tuhaf tabii, nedeni sendin!

Şairin dediği gibi bahçesinde ebruli hanımeli açan bir evde,
şimdi kim bilir kaç yaşında olmuş çocuğum veya çocuklarımla,
alıştığım ve sevdiğim bir eşle hayatımı devam ettiriyor olabilirdim.

Ancak işin tuhaf tarafı, seninle bile bu hayali kurmadım ben.

Seni bu resmin içine koymadım.

Pişman değilim ama daha az yorulacağım bir hayat seçebilirdim.

Kaderini kendi çizer insan derler ya, doğru!

Ben ellerimle çizdim
ama herkes gibi, çizdiğimin farkında değildim.

Yaşlandıkça anlıyorum nasıl boşa harcadığımı bir ömrü, ömrümü.
Nerdeyse 40 yılı öyle böyle devirmişim işte!

Hep savaşarak, uğraşarak, didişerek,
aşık olarak, severek, sevilerek, düşerek, kalkarak, yenilerek
ve yine kalkıp, yine yenilerek ama hiç bıkmadan, usanmadan geçirmişim.

Ne yapayım, öyle öğretti babam!

Dik dur dedi, kimsenin sırtına binme, kimseyi sırtına alma.

Onurun için yaşa, kendini de adını da yere koyma.

Sigara içme, kumar oynama, uyuşturucuya bulaşma dedi.

Çalış ve dürüst ol, adam vursan gel söyle, yalandan medet umma dedi.

Söylediklerinin neredeyse hepsini dinledim.

Ama namerdi sevme dememişti!

Eh bende daha önce hiç namert görmemiştim, sevdim!

Pişman mıyım?

Hayır ama daha kolay bir hayatı seçebilirdim
çünkü geçmişimin orta yerinde duruyor gözlerin
ve ne yapsam gitmiyorsun.

Her seferinde seçimlerimi hatırlatıyor bana namert gözlerin.

Sana diyecek lafım yok,
kendime bile susuyor sözlerim…

Candan Ünal





 
Düşlerde sevdim seni söyleyemedim
Sessiz öptüm nefesini söyleyemedim

İnsanın içini en çok yakan şey söylenemeyen sözlermiş meğer. Sana söyleyemediğim her söz acı bir yumruk gibi boğazımda. Sana her baktığımda kalbimi avucuna alıyorsun, sesini her duyduğumda biraz daha sıkıyorsun avucunu, yüreğim sıkışıyor sesini duyduğumda. Kaçmak istiyorum senden, senin sesinden, senin gözlerinden kaçmak istiyorum, bırakmıyorsun. Bilmeden tutuyorsun beni. Bilmeden sevdiriyorsun. Bilmeden acılar veriyorsun yüreğime. Bilmeden Öldürüyorsun.

Sana ben hayaller düşler büyüttüm

Sana ben gözümde yaşlar büyüttüm
Sana ben hummalı aşklar büyüttüm
Söyleyemedim



Yanı başında olabilmek isterken delice, sana bakmak isterken, seninle konuşmak isterken, sana dokunmak isterken, sana yakarken yüreğimi, sana baktıkça acı çekiyorum. Gözlerin ölümüm oluyor.

Sana baktıkça yıkıla yıkıla ölüyorum. Sen bilmesen de, ben biliyorum.

Şarkılar yazdım sana okuyamadım.

Şarkılar yazdım sana okuyamadım
Hep yanımdaydın oysa dokunamadım.

Hep yanımdaydın oysa dokunamadım

Bir gün sen de bileceksin, biliyorum. Bir gün söyleyemediğim bütün sözler yol bulacak yüreğimden gözlerine. Yüreğim yol bulacak yüreğine. Biliyorum, bir gün uzattığım ellerim buluşacak ellerinle. Bilmekle yetiniyorum. Sensizlikte seni sevmek yüreğime yetmese de, gözlerinde yabancı olmak gözlerime yetmese de, uzandığım boşlukta seni hissetmek ellerime yetmese de yetiriyorum. Seni sevmekten vazgeçmemek için kendimi bitiriyorum. Yokluğunda seni var etmeye çalışırken, varlığımda yok oluyorum. Bitiriyorum kendimi bizi başlatmak için. Seni çok seversem duyarsın sanıyorum. Yüreğimin çığlıklarından kendimi duyamıyorum.

Sana yüreğimi duyuramıyorum.

Sen bilmesen de ben biliyorum.

Sana ben hayaller düşler büyüttüm
Sana ben gözümde yaşlar büyüttüm
Sana ben hummalı aşklar büyüttüm
Söyleyemedim


Sana ben hayaller düşler büyüttüm
Sana ben gözümde yaşlar büyüttüm
Sana ben hummalı aşklar büyüttüm
Söyleyemedim


Gözlerimden gitmiyor bakışın. Gülüşüne bakarken gülüşünü özlüyorum. Bana gülmeni istiyorum sadece. Benim için gülmeni. Gülümserken küçülen gözlerine aşık oluyorum durup durup. Durup durup seni seviyorum.

Sen bilmesen de ben biliyorum. Sen sevmeden de ben seviyorum.

Sana ben şiirler sözler büyüttüm
Sana ben baharlar yazlar büyüttüm
Sana ben hummalı gizler büyüttüm
Söyleyemedim

Sana ben hayaller düşler büyüttüm
Sana ben gözümde yaşlar büyüttüm
Sana ben hummalı aşklar büyüttüm
Söyleyemedim
 
Beklerken Yanacağım!

Şu beklemek yok mu, kalbe hançer saplamak gibi…
Ne uzun, ne sabırlı ve ne sonsuz bir zaman eylemidir beklemek!

Hani der ya şair;
şeytan bile beklemez bir günahı, seni beklediğim kadar…

Beklemek; canın tükenişidir.
Yok sayılmalıdır dünyada bekleyen. Onun baktığı yer, onun attığı kalp başka yerdedir.


Beklemek kadar büyük bir yürek törpüsü var mıdır gönle?
Ne azap dolu bir iştir beklemek!
Bazen geleceğini bilerek, daha kötüsü belirsizliği beklemek…

Ben bir gün seni beklerken öleceğim.
Korkarım ki, hiç öğrenemeyeceksin üstelik, bunca hasret kokusuyla özlendiğini.

Güneşi bekleyen ayçiçekleri gibi, seni hiç bıkmadan bekleyeceğim.

Bilemezsin ne zordur bekleyene geçmek bilmeyen vakit.
Saatin arsızlığına denk gelirsin.
Yelkovanla akrep bu kadar düşman mıdır birbirine?
Yıllardır peşi sıra giderlerdi oysa!


Seni beklerken kaybediyorum şu ufacık aklımı.
Gündüz de karanlık bana, güneşe rağmen.
Delirmemek elde değil birini beklerken;
gel gör ki, onu bile beceremiyorum.

Beklemenin zulmünü bekleyen bilir.
Bir pencereye, bir kapıya veya telefona dikip gözünü, hiç kırpmadan kirpiklerini,
sonunda yorgun vücudunun ağırlığıyla uykuya yenik düşersin.

Bedenin isyan eder aklına
çünkü aklı uyumaz bekleyenin, gözleri kapansa da!

Kan ter içinde bir savaş verirsin bazen koltuğun üstünde, bazen yatağında.

Neye sarılsan, beklediğine sarılmanın özlemini gidermez.
Burnunun direği sızlar aklına düşünce;
burnun direğinin sızlamasının sadece bir deyim olmadığını o zaman öğrenirsin.

Uzun bekleyişlerde gözyaşı olmaz çünkü o gözyaşlarını çok önceden tüketirsin.
Kan damlar yüreğinden, dışarıdan bakan anlayamaz.

Ben seni;
bir gece yarısı edilen duaya cevap gibi,
sigaramda son nefes gibi,
yağmura susamış toprak gibi bekliyorum.

Seni beklerken yaşlanacağım.
Beyazlar düşecek saçlarıma, gözümün kenarındaki çizgilere bakıp kahrolacağım. Ömrüm geçip gidecek yokluğunun kıyısında.

Seni beklemek cehennem gibi, kavuruyor tüm bedenimi
ama biliyorum ki, vazgeçmeyeceğim.

Yanacağım bu ateşlerle
ve gün gelecek,
yüzümde yokluğuna bile razı olmanın tebessümüyle öleceğim…
 
Çok güzel bir şiir Sürgün Sevda okurken aklıma Üsdadın şiiri geldi;


Beklenen

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

paylaşımın çin teşekkürler.
 
Yürekten gelir ya hani duygular
Satırlara dökmek istersin
Zaman gelir , canın önemi kalmaz
Ama yinede yardan vazgeçemessin
En büyük düşmanın sana yüreğin olur
Fırtınalar koparır içinde , engelleyemessin
İlk kez tatmışsındır bu duyduyu
Zaman zaman isyan edersin gözyaşın birikip içine akar
Belki de artık en fazla ağlayanlardansın
Güldüğün günlerde olacak elbette , sonuçta sende bir insansın
İstemezsin yar'e açtığın gözler , yar'i görmeden kapansın
Sakın kadere isyan edeyim deme , bırakta kader utansın
Hani farkında olmadan düşünceye dalarsın
Dertlerin denizinde boğulacan sanırsın
Kıvrandıkça daha çok batarsın , bir türlü kurtulamassın
Çareyi umutlarda , hayallerde ararsın
Sen , herşeyden vazgeçtiğim anda

TEK GERİYE KALANIMSIN.
..
 
İçimi kemiren bir duygu var...
Sebebini bilmediğim bir yalnızlık duygusu,sebebini bilmediğim bir huzursuzluk...

Önceden sadece geceleri ağlardım,artık gündüzde ağlıyorum.Eskiden sadece kendime kızardım,şimdi herşeye kızıyorum.

Farkında olmasamda büyüyorum.Uzaklara olan özlemimde benimle birlikte.Bir "uzak" sevdasıdır tutturmuşum.Neden,niçin,niye? diye sormadan..

Hayata devam ediyorum.Hiç bir tat,hiçbir lezzet almadan...

Etrafıma bakıyorum,zaman çok çabuk geçmiş.Dünün çocukları artık bugünün gençleri.

Eskiye oranla daha çok insan tanıyorum,ama eskiye oranla daha yalnızım.Demek ki diyorum önemli olan çok değilmiş,önemli olan "ASIL OLAN" mış...


Yoldayım henüz,eve gidiyorum.Kafamı kaldırıp şehre daldığımda bir kalabalık görüyorum.Her zamanki sehir

Bu kalabalık arasında ben yalnızım.Uzakta çok uzakta beni anlayan birisi var aslında,ama dedim ya çok uzakta...

Yıldızlar bu gece küsmüş İstanbul'a.Gökyüzünün o lacivertini örtü yapmışlar kendilerine.Belkide onların içindeki ışıkta sönmüştür.Tıpkı benim gibi..Tıpkı benim ışığım gibi...

Hafızamı yokluyorum.Kimler vardı hayatımda,kimlerdi hiç ayrılmayacağım arkadaşlarım?Kimlerdi unutamadıklarım?Hani neredeler?Hayatımın neresindeler?

Hayallerim, vazgeçilmezlerim...Sizlerdemi terkettiniz beni,sizdemi vazgeçtiniz benden?Yoksa benmi vazgeçtim sizden???
Neredesiniz hayallerim,hayatımın neredesindesiniz?Yada siz varsınızda benmi yokum?Cevap verin bana...


Bir çığlık atıyorum gecenin karanlığında,geri dönmüyor bana.Boşlukta kaybolup yitiyor.


Bir bakış atıyorum şehre,gözlerim aradığını bulamıyor,
sen yoksun'ki!...
 
Sen de bundan böyle
İçi boş şarkılarla avut kendini
En ucuz aşklarla yıka kirli ruhunu
Açılırsın
Taşlar yosuna sarılır bilirsin
Sarmaşık duvarlara
Geceler karanlığa
Sende yalnızlığına sarılırsın
Ve kadınsın
Ağlayabilirsin gönlünce
Gözyaşların pınarlar misali çağlar
Ama unutma ki erkeğim ben
Ve erkekler hep yalnız ağlar


Ve kadınsın
Ağlayabilirsin gönlünce
Gözyaşların pınarlar misali çağlar
Ama unutma ki erkeğim ben
Ve erkekler hep yalnız ağlar

Koca bir yalandır aslında;yaş ilerleyip duygu yoğunluğu arttığında erkeklerde sevdiklerine yaslanıp pek alada ağlarlar hemde artık doyasıya eski günlere inat olsun diye...
Tavsiyemdir...


 
Geri
Top