• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Sürgün´ün Ask ve Sevgi Sayfasi

yasak seni sevmek...!
bir yasaktan ibaretsin kaç zamandır çiğneyemediğim ve adına suç demişim seni düşünmenin, işlemişim şehrin en derinlerine bir çığlık gibi... bir yasak özlemine,
bir yasak hayaline,
bir yasak da düşlerime düşen gözlerine...

İşte böyle sarmaş dolaş yasaklarla ulaşabilmek isterken sensizliğe mızmız bir oyunbozan olan yanım kabarır arasıra, engelleyemediğim kuralsızlığımdan sızar, köreltemediğim merhametimle çakışır, duygusal zaaflarımdan yararlanırsın.
sen de bilirsin özlemlerin yasakları delik deşik ettiğini, bilirsin o oyunbozan yanımın en ayyuka çıktığı zamanları ve uygulayabildiğim en katı yasağın yasaklara koydugum yasaklar olduğunu.

akşamları tok karnına aldığım iki tablet "SEN" yerine yeni bir aşkı antibiyotik niyetine yutmak gelirken içimden yasaklarımı anımsıyorum birden, öyle ya en öncelikli yasağımı sevdalara koymuştum ben.

bir yasaktan ibaretsin kaç zamandır delemediğim ve adına suç demişim en kuytu köşelerde hayalinle sevişmelerin. zaten sen bütünüyle yasaksın bana da, benim yasaklarım senin sınırını aşanlara.
bir yasak sen kokan nefesime,
bir yasak seni anan dudaklarıma,
bir yasak da tüm tonlarında yansıdığın gözlerime.

yasak seni sevmek,
yasak düşünmek,
yasak ismini anmak ve düşlerime düşmemen için uykuya dalmak.

bu şehirde tek başına yürümek sensizliğe,
kaldırımlarına yasak, sokaklarına yasak, denizine yasak...
kararlıyım hiç olmadığı kadar,

ya sen yasaksın bu şehir ile bana,
ya bu şehir ile bu can bana yasak!
 
| Kefensiz Gömüyorum Yarınlarımı |

Yüzüm eskiyor damla damla çoğalan hasretinle kapında kahrediyorum günlerce gecelerce Karanlığın solmuş perdeleri iniyor kısalan günlerimin azalan umutlarına. Kimsesiz bir siyahı evlat edindim nicedir. Bundadır sesi olmayan karanlık günlerimin suskun nağmeleri. Canıma kasteden bu hazan hep yokluğunun eseri.


İnadına sevda yollarında ışıl ışıl cenneti taşıyorum gözlerimde. Sokak sokak kapı kapı tatlı sözlerini arıyorum yar. Bir yudum suda dinleniyorum yoruldukça. Her yudumda çiçekli gökkuşağını gördükçe ağlıyor siyahım. Durgun göz yaşlarıma ay düşüyor yar yorgun güzelliğimle gülümsüyorum şiirlerde. Derin hüzünlerde boğulsam da sensiz her şey olurum dizelerinde

Yağmur rüzgar ve sonbahar ben değil miyim ki Hepsi hatırlatmaz mı beni söyle. Benim gözyaşım değil mi her damla bağrına dolan her yönsüz esinti dökülen her kuru yaprak ellerim değil mi Zamansız mekansız her yerde ölümsüz olmak sunuldu gülüşlerimle kabul et. Avuç içlerine kondu teklifsiz masum bir öpücük.

Gerçek ya da rüya


Yapraklarını göğsünde dinlendirmek isteyen başı arşa uzanıp sana değemeyen mahzun bir goncayım şimdilerde. Tatlı canıma eziyet eder yanı başımdaki yokluğun. Dalsız budaksız gövdemi sarar mı mavin yeşilin söyle Toprağa tutunamayan kökleriyle bir gül yetişir mi sevdalı bağrında

Dermansızım Yağmalanmış düşlerimin mateminde gömüyorum yarınlarımı kefensiz. Sensizliğin boğazına sarılıyor hasretlerin avazında ağıtlar yakıyor göz yaşım. Her damla düştükçe göğsüne canlanıyor hakikatler. Ah bir bilseler her şey düşte kaldı bıçak kemiğe dayandı bir bilseler.


Susmalıyım şimdi


Sustukça her dem taze kalmalı bu sarı sonbahar. Eylül de bitiyormuş meğer yerini bulamayınca yürekte. Kapıları çalıp kaçan bir çocuk gibi saklandım bıraktığın karanlıklara. Sobele beni aşka hadi bıraktığın gibiyim. Başka gölge düşürmedim dokunmadığın sevdama. Gel hadi bul beni gözlerimin içine gir kaybol hatta Yüreğinle sar sarmala


Eylüle saklandı umutlarım yüreğinin aralığında sobele beni sevdim seni yar. Gece saçlarıma dokun hadi çoğalt sevinçleri. Gözlerimin mehtabında lal dudaklarımı kucakla azalt hüzünleri. Cümle alem bilmeli; sevdam istila ederken gönlünü günah defterinden silinmeli her bir satır. Bu sevdanın sevinci en büyük sevaptır yar. Sen de bil


Uzaktaki yakınım
Yangınım
Tutuştuğum bir başınalığım


Yeri göğü yak varımı yoğumu al hadi gözü kara aşklara sar beni. Her şeyin bir çaresi var derler ya hani. Tek çaren olayım yürek kanamalarına sür sevdalı gözlerimi. Yamalı gönlümdeki derin boşluğu görünce üzüleceksin biliyorum süzüleceksin gecelerime. Senin için çarpan yüreğimin sesini duyamayacaksın lakin.


Susma Söyle anlat hadi nasıldır büyük aşklar. Bitmez mi yürekte tutkular Susma haykır acıt yüreğimi gece düşlerinin bittiği yerden kurşunla geçmişi. Uzak yollara savur ayrılığı gecelerinden damlayan göz yaşlarıma sür yürek yaralarını ve gülümse. Semalarına serdiğim yıldızlarda sevda gamzelerimi göreceksin mehtaplı gecelerde. Tutuşmayan ellerimize inat tutuşan yüreklerimiz olsun göğsümüzde bırak. Başka şehirlerde soluklanan sevdalarınla yıldızlarıma gülümse yar. Elini sol yanına koy yangınlarda bir yürek borçlusun bana unutma.


Sensizlik boğazıma sarılırken
Canımı kaybederim yokluğunda
Gömerim yarınlarımı kefensiz
Hadi durma
Sevdalı bağrında umutsuz bir gül yetiştir


Durgun göz yaşlarıma ay düşüyor yar
Ana kucağı gibi sıcacık gülüşlerimi kabul et
Özü sözü dosdoğru sevdamı al baba öğüdü gibi
Gökkuşağının renklerini dola belime yar
Terk etme yarınlarımı
Öldürme sendeki beni
Öldürme
 
Söylesene diyorsun söylemek zor küçüğüm

Deyip de çektin gittin

Unuttun mu küçüğüm kızımız olacaktı

Unutmak kolay mı kolay mı küçüğüm
Ayrılık ölümden beter be küçügüm
Kızımız olacaktı gittin küçüğüm
 
Kara gecelerime ışık veren düşümsün. Efkârımı dağıtan bin ötüşlü bülbülüsün sen. Beni yollar değil hasretin bitirdi ayyüzlü ece. Mor dağlar sana giden yol oldu gönlüm sukut-u isyanın ateşine düştü düşeli içime işledi hasretin kurşun gibi.
 
Gözlerle oynanan bir oyun
Sözleri olmayan bir gece
Söz verme, sözler uçar gider
Bana bir yalan yeter

Gözlerde alevlenen bir aşk

Yeni sonsuz yaşam

Kalplerde sonu gelmez savaş

Sözleri olmayan bilmece

Söz verme sözler alay eder
Bana bir an yeter

Gözlerde parlayan bir volkan
Benzeri olmayan bir hece SÖZ VERME!!!
 
Yürek dağlayıcı bir türküden öğrendim bilmediklerimi. Ben bir mum misali gönlümü senin ateşine verdim ve yandım yandıkça da damla damla eridim. Ve içimdeki can ipliğini yakıyorsun her nefeste ey ece yüzlü Züleyha.
Yalnız Seninle kalmakla kalabalıklaşsın yalnızlığım. Bir seccadenin secdesinde biriktir varlığımı sen ELİF gibi dimdik dur ben VAV gibi alnımı koyayım... Beni Sana açılan ellerinle isteyerek çoğalt yürek dualarında. Ve bulutlardan düş sırılsıklam ıslat gönül çölümü filizlensin tüm kuruyan dallarımda ''sen'' tomurcukları. Kendimi ''sen''de unutayım öylece kapansın gözlerim ve öylece düşsün sen hasretiyle bedenim kara toprağa.
Söyle yalnız olan sen misin?
Ben miyim?
Hangimiz yalnız?
 
Dokunuşun kadar yürek titreten gidişinin ilk sabahında zaman boğazımda bir düğüm
Yarım kalmış bir öykünün satır başlarında arama artık kendini
Gözlerinin kıyısında yakarken gemileri
Martıların çığlıklarına adıyorum gülümseyişlerimi
Mevsimleri ıslatıyorken vedalar
Son bahar bir çocuk düşürüyordu kalbinden


Yol yorgunu düşlerimi sırtlarken kalemim
Dudağımda detone olmuş tüm kelimeleri kusmakla meşguldüm
Düşlerimi sollayan ne idüğü belirsiz kelimelerin acıları dolarken içime
Ağırlık yapsın diye de bağrıma basıyordum aşkın gizemini


Susabildiğim kadardı hayat
Ve konuşabildiğim kadar aşk...


Günahları aç karnına içiyorum ben
Toplu intiharlar taşıyorum üzerimde
Uydurduğum masalların inanırlığı kalmadı artık
Kuyruklu bir yalandım ben
Her şey başladığı yerde bitiyor şimdi
Günahlarımın tam gölgesinde
Öpeyim ve geçsin dedi hayat..
Çünkü en büyük günahtı seni sevmek


Titrek ellerimle tenhasına dokunuyorum gecenin
Yıldızların sırtına yaslıyorum kaçışlarımı
Korkarken ben ağlamaya
Kefilim oluyordu yalnızlık
Su uyudu düşman içimde
Günü düşürürken gece
Kendime kalıyorum
 
Gösterisine hazırlanan bir palyaçonun yüzünü taşıyor ruhum
Gözyaşı kokan gülüşlerimde intihar belirtileri
Parçalanmış gülüşlerimi dikmeye kalkışırken dudaklarım
Çaresizliğimi kemiriyor gidişlerin
 
Geri
Top