Yeraltı Edebiyatı

ucuz odamda otururdum, dünyayla
tamamen uyumsuz bir genç adam.
yemek de yemezdim, şarap ve
klasik müzikle
beslenirdim.

lanet bir sinek gibi yaşıyordum, ya da
kafası karışık bir sıçan
gibi
belki.
hayatta kalabilecek parayı nereden bulduğumu
hatırlamıyorum
artık.

Charles Bukowski, "Gece Çılgın Ayak Sesleriyle Yırtıldı"
 
Yalnızlığa Övgü @dderya

Hiç yalnız hissetmedim kendimi. Bir odada tek başıma kaldım, intiharın eşiğinde. Kendimi çok kötü hissettiğim oldu, ama hiçbir zaman birinin odaya girip kendimi daha iyi hissetmemi sağlayacağını düşünmedim. Ya da birkaç kişinin. Başka bir deyişle, yalnızlık beni hiçbir zaman rahatsız etmemiştir, çünkü yalnız kalmaya doyamam. Ben kendimi insan dolu bir odada ya da tezahürat yapan seyircilerle dolu bir tribünde en yalnız hissederim.

Charles Bukowski
 
Pahalı saatler takan insanların zamanları değerlidir. Ama bir terasta yaşıyor ve saati sokaktaki yabancılardan öğreniyorsanız, zaman size sonsuzmuş gibi gelir. Ve ekonomi, bilim haline gelmeden önce de var olan bir kurala göre bolluk, değersizliği getirir.


Hakan Günday (Piç..)
 
Eve doğru ağır adımlarla yürürken , olan biteni düşünüp kendimi değerlendirecek yeterince zamanım olmuştu. Aylardan kasım olmasına rağmen güneş hala oldukça sıcak ve parlaktı . Kaldırımlarda belli aralıklarla dikilmiş ağaçlar hayatıma yumuşak gölgeler sunuyor gibiydi. Yol boyu sıralı dükkanlar , dükkanlarda çalışan insanlar , alışveriş yapanlar , yere düşmüş bir parça ekmek kırıntısının peşindeki bir kaç kuş ve onları ihtirasla izleyen kediler ... İç içe geçmiş bunca yaşam... Kış yaklaşıyordu , ağaçlar da kuşlar da insan gibi ölecekti. " Yaşamak bir borcu ağır ağır ödemektir " diye söyleniyordum günlerdir .
 
Geri
Top