Yeraltı Edebiyatı

Klavye erkekliği yapmakla başlar bir çoğu için . İçlerinde tuttukları eksik şeyleri tamamlamak adına . Diğer insanlara bol keseden sallamak gibi . Birinin ülkücü duyguları ağır basmıştır , adam kürt diye ya da nerden olduğu belirsiz bir yerden ya da istiklal marşını kendine göre hakaret boyutunda değiştirdi diye bir çok insan klavyesine sarıldı . Abanıp durur anasına bacısına . Eskilerden bir arkadaşımın bir tabiri vardı : " Bordo klavyeliler " diye . Yani temelinde meşhur olmak , dikkat çekmek , bugün ki tabirle " fame olmak " dedikleri şey aslında . İşte bunlar hep mineral eksikliğinden , beyne yeteri kadar glikoz gitmemesinden , kendini ispatlama çabasından . " Bende buradayım , lütfen benimle ilgilenin lan " demek için . Ama bitirici değil ? Yani medya gibi biraz . Günü kurtarıp amaçsızca kızları ve ya erkekleri etkilemekten ibaret . Cinsel açlık doğru kelime değil ama ilk akla geleni . Bundan 15 yıl ya da daha fazla önce evlerimizde ateri vardı . Televizyonlar küçüktü . Radyo dinlerdik dev müzik setinden . Walk-man denilen zımbırtıyı bir çoğumuz şimdi hatırladı . Sofralar yerde kurulurdu . Yani şimdiye bir bakın . teknoloji ne kadar girmiş hayatımıza .Her adımda biraz daha yalnızlaşıyoruz . İlgisizlik hastalığımız o kadar belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor ki , artık yediğimiz yemekleri , giydiğimiz her kıyafeti , kendimize ait olan yatak çarşaflarımızı bile resimliyoruz . Bavullarımızı , çoraplarımızı , herşeyimizi adeta resimleyip sosyal medyada paylaşıyoruz . Tamamda , niye? Buna anlam veremeyen ben miyim sadece ? Hastalık doğru kelime değil ama ilk akla geleni .

Şaşırıyorum birazda. 7'den 70'e bu konuda herkes aynı gözümde. Bu işi puding yaparken , taşırıp kızgın tenceleri yalamalarına benzetiyorum . İlgisizlik hastalığının boyutu ne kadar çok ise dilinde açılan yaralarda , kalan izleride o kadar çok . Resmedip paylaşıyorsun herşeyini . belkide sahip olduğun herşey bu ama neden ağzından iki kelam laf çıkmıyor? Sonra bu tarz insanlar geleceğimiz oluvericek birgün . İsteyen kusuruma baksın , umrumdada değil . Ama bunlara bir bok emanet edilmez . Yozlaşmanın hat safhada olduğu bu devirde , insan eksiklerini sosyal medya ya da sağda solda ilgi çekerek kapatmamalı . Okumalı , çok okumalı , öğrenmeli , geçmişinde eksik kalan sevgisizliklerle , üzüntülerle yaşayabilmesi gerektiğini . Çünkü çok bariz bir gerçek var : İnsan elbette geçmişinden kaçamaz ama onunla yaşaması öğrenir . Bu yüzden artık puding yaparken sevdiğiniz şeyleri koyun içine . Ne bilim . Biraz çikolata koyun . Biraz süt olsun . kemik gelişimi için. Amino asit içeren herşeyi koyabilirsiniz . bence . En azondan zorunlu olanları koyun . Çünkü doku onarımı için gerekli olur . Biraz kendinize güven koyun . Tüm bunlara ihtiyacınız olmadığınızı hatırlatma koyun . Asıl ihtiyacınız olan şeylerin ne olduğunu ne olabileceğini bulmak için biraz akıl koyun . Bilgi koyun bol bol . Devir artık bilgiyi yorumlama devri . Biraz bilgi danışcak insan koyun . Rengarenk kitaplarınızı koyun . Kendi doğrularınızı koyun . bakış açıları koyun . Aşçı doğru kelime değil ama ilk akla geleni

Daha çok şey eklenebilir bu satırlara . İnsanların sırf gösteriş amaçlı yaptıkları bir çok davranış yüzünden , satırlarda bezdi halinden . Hayır diyor . Bunları yazma . Bu kadar anlamsız şeyler için değil bu boş sayfalar .Adeta sessizce yalvarıyorlar . Ama bende ona diyorum ki : Bak boş satırlarım , eğer bugün bunlar yüzünden ölürsen, bunun diğer günlerden farkı olmayacak . Ve ben senin katilin -- belkide kurtarıcın -- saplıyorum ilk hançeri : Banane lan sizin tuvalette çekindiğiniz resimlerden . İnsanda biraz edep olur . 4 erkek niye işerken resim çektirir. Hanginizin ki daha büyük diye mi yarıştırıyorsunuz ? Bence o karşı cinsi ilgilendirir . Neden içtiği her içkinin paylaşımını yapar insan ? Ben erkeğim içerim ? Bu mu erkeklik? Bu mu mantık ? Bunun sonu bellidir . Sızar kalırsın su deposunun yanında . Eskilerden birini ararsın büyük ihtimalle . Sabah uyandığında bir şey olmamış gibi devam etmek zorundasındır . Bitirici değil . Üzgünüm beyaz satırlar , süzülen kanın sıcaklığını ellerimde hissediyorum . Sende korkuyorsun onlar için belkide . Erkekliğin ya da insan olmanın tanımını değiştiriyolar kendilerince ama hep bunlar glikoz eksikliğinden . Düşünmüyorlar . Onlar için yapılan şeyleri görmeyip , aptal sözler duyup , aşırı ilgi alaka görmek istiyorlar . Yani insanların onlar için öğretmeye çalıştıkları bilgileri değilde , babasının onu düşünüp cebine koyduğu az bir miktar parayı ya da arkadaşının onu iki ayağına kramp girmişken taşıdığını hatırlamayıp , kendini sahte sözler , sahte gülümsemeler ile kandırıp ya da sürekli ilgi odağı olmak için çabalıyor . Acımak doğru kelime değil ama ilk akla geleni .

Bazı feminist düşüncelerden dolayı direk söylemek yerine xx_kromozomuna sahip kişiler diyeceğim . Hedef kitlesi olarak elbetteki xx_kromozomluların tamamı değil , Sözüm meclisten dışarı ama açık ve NET OLARAK söylüyorum üstüne alınan alınmalı bence . Bu satırlar buldukları yerde beni parçalayacak , eminim bundan ama ben acımasızca diğer hançeri saplamak üzereyim : Bana biri açıklayabilir mi? 15 -16 yaşlarındaki bir xx_kromozoma sahip bir birey motorsiklet tepesinde manken gibi anlamsızca poz vermeye çalışır . Hayır sen konuşmaya çalışınca insanlar seni umursamıyor mu? Sen kendini ifade etmekte yetersiz misinde vücudunla gündeme gelmeye çalışıyorsun ? Eminim bir kaç satır gazete okuyup bir şeyler konuşmaya çalışsan , en azından soluduğun oksijen boşa gitmemiş olur . Anladım ki sende yanlış puding yapıp , taşan kısmı diliyle sıyıranlardansın . Yanık bir dil daha ... Ayşegül kitapları gibi : Ayşegül tatilde ... Harika bir poz . Ayşegül kumda oynuyor . Poza bak ya ... Ayşegül yemek yapıyor .. Bu ucundan kıyısından kurtarmış biraz . Ayşegül yurtta .. vs vs. Yaptığımız her hareketi resmetmek güzel bir şey demek ki . İleride torunlarımıza bunları gösterirsiniz artık . Bana kalırsa sadece , anlamsızlaştırıyorsunuz . Yazar doğru kelime değil ama ilk akla geleni ....

Not : Tek Tek Her Satırdan Özür Diliyorum . -GGÜRSOY
 
Tamamen katılıyorum yazınızda bahsettiğiniz konuya. Eskiden birileri görüp canı çekmesin diye köşe bucak kaçınarak yenirdi yenecek olan, şimdi ise boy boy fotoğraf karelerinde yer alıyor. Kendini göstermek, reelinde bulamadığı ilgiyi maalum sitelerde aramak dönemin en yalnızlık giderici yöntemi seçimiş durumda. Bilmem kaçtane beğeni almak kişiyi dünyanın en mutlu insanı ilan ediyor biranda. Özür dilemişssiniz bence dilemeyin çünkü hepsi birer gerçeği yansıtıyor.
Kaleminize sağlık.
 
Tamamen katılıyorum yazınızda bahsettiğiniz konuya. Eskiden birileri görüp canı çekmesin diye köşe bucak kaçınarak yenirdi yenecek olan, şimdi ise boy boy fotoğraf karelerinde yer alıyor. Kendini göstermek, reelinde bulamadığı ilgiyi maalum sitelerde aramak dönemin en yalnızlık giderici yöntemi seçimiş durumda. Bilmem kaçtane beğeni almak kişiyi dünyanın en mutlu insanı ilan ediyor biranda. Özür dilemişssiniz bence dilemeyin çünkü hepsi birer gerçeği yansıtıyor.
Kaleminize sağlık.
teşekkür ediyorum yorumunuz için . Satırlarımdan özür dileyerek , yaptıkları işlerin boş bir sayfadan bile değersiz olduğunu anlatmaya çalışmıştım :) Gerçekten iyi bir noktaya değinmişsiniz . Köşe bucak saklanırdık. insanların canları istemesin diye.
 
Geri
Top